Mesajı Okuyun
Old 07-08-2014, 16:34   #1
Töre

 
Önemli Bağışlama (Boşanma sonrası Takılar) geri dönme.

Yargıtay, evlilik sırasında takılan para ve ziynet eşyalarının Borçlar Hukuku anlamında Bağışlama (Elden Bağışlama) olduğu kanaatinde.
O halde bu bağışlamadan rucu da mümkün.
Kanuna göre şartları belli.

"Ayrıca Yargıtay'ın bu durumu "bağışlama" olarak nitelendirmesi bence çok yanlış, sosyoloji, gelenek görenekler ile de alakası yok. Bütün sosyoloji kitaplarında bu düğün takılarına "KARŞILIK" denir.
neyse bu ayrı konu."

Borçlar kanununda Karşılık tabiri ve tanımı olmadığından Bağışlama demişler ve - yanlış olmasına rağmen - kime takılmışsa onundur diyerek basit ve kolay bir hüküm verivermişler. Bence isabetsiz.

- O güne kadar hiç görmediği ve tanımadığı birine kim bağış yapar ?

- Evlenerek diğer tarafın sevgisini ve sempatisini kazanmış birine - evlendiği için - hediye vermek,
Boşanıca da aynı şekilde karşı tarafın öfkesini ve nefretini kazanmak, düğünde takılanlar için pişman olmak... buradan bakınca Bağışlamadan rücu şartları oluşmuz olmaz mı?

- Evlendiği için bağış yapmak (Yüklemeli Bağışlama)Boşanınca da takılanları geri almak hakkı doğurmaz mı?

- Tarafın düğündeki hediyesi, evlilik giderlerine bir yardım etme, yeni kurulan aileye destek olma, masrafları bir nebze de olsa hafifletme amacını taşımaz mı?
O halde bu hediyeler yeni kurulan ailenin ortak geliri olmaz mı?

- Tarafın düğündeki hediyesi, önceden evlenen kişinin ailesinin ona veya onun çocuklarına taktığı hediyenin KARŞILIĞI değil midir?
Özellikle bizim ülkemizde bu durum geçerlidir. Sosyologların bu duruma KARŞILIK adını vermesi de bu yüzdendir. sen onun çocuklarına ne takarsan, o da senin çocuklarına onu takar....
Bu durumda, takılan hediyeler veya paralar daha önceden verilmiş olan hediyelerin iadesi, bir nevi borç ödeme gibi değerlendirilmesi gerekmez mi?

Yargıtay bütün bunları düşünmeden BAĞIŞLAMA deyivermiştir.
Yanlış olsa da, basit ve kolay bir yol bulmuştur.
Oysa olması gereken bütün bunların düşünülmesi ve öyle bir karara varılmasıdır.

En ideali, en doğrusu, en adil olanı,
- Boşanma gerçekleştiğinde erkek tarafının takılarının erkeğe, Kız tarafın takılarının kıza iade edilmesidir.

Hadi bunu yapamadınız ve bu hediyeler, yeni kurulan aileye destek vermek, maddi anlamda rahatlama sağlamak, masraflarına katkıda bulunmak için yapıldı.
o zaman... takıları eşit bir şekilde paylaştır...

Malesef,
Yargıtay'ın Bağışlama olduğunu ve Kime takılmışsa ona ait olduğu yönündeki - bence isabetsiz ve yanlış - kararı,
Kötü niyetli eşler tarafından dibine kadar kullanılmaktadır.
Kötü niyetli kadınlar türemiş, evlenip evlenip boşanmakta, Yargıtay'ın bu kararlarına uygun olarak da tüm takıların sahibi olmaktadır.

İnşallah, Yargıtay bu yanlış kararından döner.

Ayrıca, hiç unutmam:
2002 yılında öğrenciyken, dersimize giren bir Yrd.Dç. öğretim görevlisi, o zaman Yürürlüğe giren yeni TMK'da yer alan Nafaka ve mal ortaklığı rejimi ile ilgili "çocuklar bu yeni sistem, beraber yaşamaları teşvik edecek, bu maddeleri görenler evlenmektense berebare yaşamaya karar verecekler, ilgili yerlere, kanunun hazırlanmasında bunları dile getirdik fakat bizi dinlemediler."
diye söylemişti.
Bu gün onun söyledikleri aynen çıkıyor.
2002'den beri kadın cinayetlerinin artamısın belki de tek nedeni budur.
Umarım bu maddeleri değiştirirler...