Mesajı Okuyun
Old 04-02-2007, 12:56   #6
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Sayın İlkinc'in sorularına ek olarak:

Dolandırıcılıktan suç duyurusu demeyelim de, "falanca sürede dava açılmadı , dolayısıyla hak kaybına uğradım " denerek, uğranılan zararın tazmini için bir dava açıldığını düşünelim.

1-Vekaletnameden hiç haberiniz yok (Zira kartınızla notere giden herhangi birinin , sizin hiç haberdar olmadığınız bir vakelatname çıkarması, noterlerde bilgilerinizin olması nedeniyle mümkün, hatta vekalet verecek olanın kartınıza bile gereksinimi yok)

2-Vekaletname akdinin yazılı olması şart değil. Sözlü de yapılabilecek olması, akit kuruldu iddiasını taşıyacak vekalet veren açısından mümkün olacak.

3-Vekil edenden talimat tartışmalarında, vekaletnamenin ilk iş için talimat yerine geçtiğini de kabul ediyoruz.

Habersiz sizi vekil atayan, vekaletname tarihinden mesela konu takibe konulacak bir çekse 6 ay sonra veya zamanaşımı süresi içinde bir dava iddiasıyla çıkarılan bir vekaletname olarak ileri sürülse ve zamanaşımı süresi şikayet tarihi itibariyle dolmuş olsa, sizi sonraki bir tarihte hak kaybına uğrattı iddiasıyla tazmin isteğiyle dava etse, sözlü akit yaptık, bürosundaydık, işte yanımda da falanca (yalancı tanık) vardı dese, ne yapacaksınız?

Hadi olmayan ispat edilmez, olan ispat etmelidir, ispat yükü iddia edene aittir dedik. Vekalet ücreti de tanıkla ispat sınırının altında bir rakam olarak iddia edilmiş ve iki yalancı tanık getirilmiş olsun...

*

Aksi kanıtlanacak da olsa binbir zahmete girileceği ve hiç yoktan can sıkılacağı açık. Gerçi uygulamada böyle iddialarla pek karşılaşılmıyor. Ben rastlamadım. Ama karşılaşılmaması olmayacağı anlamına da gelmiyor.

Bence burada yapılması gereken, vekaletname düzenleyen noterlere, vekaletname düzenlediği vekile bilgi verme yükümlülüğü, makul süre içinde de vekaletnamenin hangi iş için verildiğiyle ilgili vekilin , vekil edenle sözleşme yapabileceği veya vekaletnameyi reddebileceği bir süre kararlaştırılması.

Saygılarımla...