Mesajı Okuyun
Old 01-05-2007, 11:17   #53
Av. BNK

 
Varsayılan

Bu gün karşı karşıya kaldığımız durum önceki CumhurBaşkanlığı seçimlerinin gerekli hukuki titizlikle yapılmadığının göstergesidir. Çünkü Anayasa Mahkemesi kendiliğinden karar veremez. Bir başvuru yapılması şarttır. Eğer önceki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Turgut Özal'ın seçilmesinden itibaren Anayasa iyi incelense ve bu tür konular o zaman Anayasa Mahkemesi'ne götürülseydi şimdi bunları tartışıyor olmazdık.

Bu gün verilecek karar ne kadar hukuka uygun olursa olsun günlük siyasi konulardan bağımsız olduğu söylenemeyecektir. Önceki seçimlerde seçimin anayasaya uygunluğunu değil siyasi menfaatleri ve siyasi rantı göz önünde tuttuğumuz için bu duruma gelindi.

Eğer Turgut Özal'ın seçiminde yerel seçimleri kaybetmiş biri olarak seçilemezsin deneceği yerde bu konu araştırılsaydı ya da Süleyman Demirel'in seçiminde aynı araştırma yapılsaydı bu konu çoktan halledilmiş olurdu. İlk genel seçimde bu konuları siyasi eleştiri meselesi yapmak muhalefetin işine geldi.

Toplantı yeter sayısı mutlaka karar yeter sayısının üstünde olmalıdır. Bu nedenle 367 hatta 368 gerekir. Ancak şu anki meclis bunu hukuki açıdan değerlendirmek yerine geçmişteki anayasa tanımazlığın devamını istiyor. Çünkü geçmişte bu hiç biri için incelenmediyse şimdi benim içinde incemeyin deniyor. Her iki tutumda sakıncalı. Geçmişte başvuru yapılmadığı için Anayasa Mahkemesi görüşünü açıklayamadı diye şimdi Anayasa Mahkemesinin karar vermesini "Mahkemelik olmak" olarak ifade etmek son derece yanlış. Çünkü mahkemelerin görevi uyuşmazlığı çözmektir. Kavgayı devam ettirmek değil. Geçmişte anayasa yargısına güvenilseydi bunlar olmazdı.

Yukarıda açıkladığım durum şu ihtiyacı ortaya koyuyor. Galiba ya Anayasa Mahkemesi'ne kendiliğinden harekete geçme yetkisi verilmeli ya da Yargıtay C.Başsavcılığı'na bu yetki verilmeli. Çünkü siyasi menfaatler bazen anayasaya aykırılığın ileri sürülmesini engelleyebliyor. siyasi menfaat gözetmeksizin harekete geçecek bir hukuki durum yaratılmalıdır.