Mesajı Okuyun
Old 09-12-2006, 22:35   #4
ahmetsacit

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan westinglove
1982 Anayasasının artık değişmesinin zamanı gelmedi mi?

Anayasanın değişme zamanı gelmedi mi? tabiri benim de çevremde çok duyuduğum ve insana sanki anayasanın son kullanma tarihi varmış ta geçmiş izlemini veriyor.
Anayasanın değişmesini niye istiyoruz? Askeri bir müdahalenin ürünü olduğu için mi? Beklentilere cevap veremediği, getirdiği kurumların 'anayasayı korumak adına' anayasayla çatıştığı için mi? Yoksa anayasanın ölçüyü kaçırdığı gerekçesiyle mi? anayasayı değiştirceğiz.
Vereceğimiz ilk kıymet hükmü evet,anayasa değişmelidir.Çünkü her ne kadar defalarca değişikliğe uğramış olursa olsun anayasanın ruhunun ve getirdiği kurumların demokrasinin gereklerini yerine getirecek kapasitede olmadığı çok açıktır.
Öğretide 1982 anayasasının değişmesini isteyenler, 1961 anayasanın ise Türkiyenin en demokratik anayasası olduğunu söylerler.Her iki anayasa da önceki döneme tepki niteliğini taşıyan ve askeri vesayet rejiminin ürünü olan anayasalardır.1961 anayasası aşırı özgürlükçü bir anayasa olduğu için sanık sandelyesine oturtulurken, Kenan Evren ' Bu anayasa denilen elbise bize bol gelmeye başladı' cümlesini sık sık kullanırdı.
Fikrimce anayasanın değişmesini isteyen çoğunluk anayasayı yapan asli kurucu iktidara ve anayasayı yapmaya iten nedenlere tepki duydukları için istemektedirler.1961 anayasasının uygulama döneminde de iktidarlar anayasanın yapım sürecinde kendileri rol almadıkları için anayasayı sahiplenmememişlerdi.
Anayasanın değiştirilme nedeni ( eğer değiştirilicekse ) duygusal nedenler değil, hukuki nedenler olmalıdır.
1982 anayasasının 2. maddenin içeriğinde belirtilen cumhuriyetin temel niteliklerini diğer maddelere yansıtılamamıştır. Her ne kadar bazı maddeler değiştirilse bile anayasada çelişkiler meydana gelmekte ve maddelerde de açık kanun boşlukları görülmektedir.
Örnek olarak, anayasanın 24. maddesinde din ve vicdan özgürlüğü şöyle düzenlenmiştir.



Alıntı:

Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.
14 üncü madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dini ayin ve törenler serbesttir.
Kimse, ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.
Din ve ahlak eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlak öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin talebine bağlıdır.
Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfuzsağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.




Herhangi bir yorum yapmadan anayasanın bir maddesine bile nasıl bir çelişkinin görüldüğü çok açıktır.Bu çelişki uygulamada daha da derinleşmekte ve anayasanın düzenlediği diğer bölümlere de sirayet etmektedir.
Yapılacak anayasa normatif olarak çağdaş ve temel hak ve özgürlük boyutunda demokratik toplum düzenin gereklerini yerine getiricek nitelikte olabilir ancak asıl önemli olan anayasayı yapacak olan iktidarın niteliğidir.
Yeni bir anayasa yaplıcaksa yapım sürecinde toplumun her kesimin katılımı sağlanmalı, toplumla barışık bir anayasa taslağı beraberce hazırlanmalıdır.
Yoksa anayasa ne kadar özgürlükçü olursa olsun topumun her kesimi tarafından sahiplenmedikçe bundan önceki anayasaların akibetine uğrar.

Bu konu daha öncede şu başlık altında tartışılmıştı.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=7069

saygılar..