Sayın Umutlaw,

Yegane istek ve endişeniz, kredi sözleşmesindeki kefilliğinizden dolayı zarar görmemek.

Öyleyse endişe etmenize gerek olduğunu sanmıyorum. Yani öyle umuyorum. Çünkü banka kredi verirken taşınmazı ipotek altına alarak alacağını garantilemiş durumda. İpoteğin paraya çevrilmesi yöntemi dururken, iflas etmiş (en azından ettiğini söyleyen) bir borçlu ve öğrenci bir kefille zaman kaybetmek istemeyecektir. Burada önemli olan, umarım kredi sözleşmesi yapılırken ev için takdir edilen değer, yerinde olsun. Bir diğer ifade ile , 180.000 YTL nin çok üzerinde bir değeri olsun. Zira ihale ile satılması aşamasına gelindiğinde, ikinci satışta düşük bir bedele satıldığı takdirde , kefaletten dolayı sorumlu olunan bir bakiye kalacaktır.

Sizin yerinizde olsam, taşınmazın yarı payının tapuda iptalini ve adıma tescilini dava ederdim. (Önceki mesajımda belirttiğim detaylarla birlikte ve terditli olarak) Bunu hiç olmazsa, yarın öbür gün asıl borçlunun -anlatımınıza göre yüksek olan - ortadan kaybolma ihtimali ve bankayla kefil olarak başbaşa kalma olasılığı nedeniyle yapardım. Bu durumda bankayla karşı karşıya kaldığınızda, taşınmaz üzerinde hisseli de olsa mülkiyet hakkı sahibi olarak durmanız, borcun ödenmesi konusunda anlaşma yapmanızı kolaylaştırır düşüncesiyle yapardım.

Saygılarımla...