Mesajı Okuyun
Old 28-06-2006, 01:23   #3
ibreti

 
Varsayılan dikkatinizden kaçan bir nokta var...

Yargıtay'ın yüzlerce kararında "önalım hakkı tam ve geçerli bir satış ile doğar..!" diye tarif edilmektedir. Yani pay satımına ilişkin sözleşme irade fesadı nedeni ile sakat ise tam ve geçerli bir satış olamayacağından önalımhakkı doğmayacaktır..

"Önalım hakkı kullanıldıktan sonra, dava konusu payın eski malike dönmesi önalım hakkına etki etmez!" biçimindeki kararların tamamı ilk satıcı ve önalım davasının davalısı arasında geçen davalar. Yani önalım davasının davacısının taraf olmadığı davalar.. Ancak, somut olayda önalım davasının davacısı da davaya davalı yanında asli müdahil olarak katılıyor. Kararı temyiz ediyor, karar düzeltmeye başvuruyor.. Lakin sonuç alamıyor..
Burada kesin hüküm oluşmaz mı? Yargıtay'ın kararını kesin hüküm karşısında tartışılır buluyorum.
Sanırım bu husus Yargatay'ın da dikkatinden kaçtı..

Öte yandan;
Dava devam eder iken bir satış söz konusu değil. Aksine önalım davasının nedenini oluşturan satış işleminde irade fesadı nedeni ile sakatlık söz konusu.. Yani Yargıtay'ın önceki önalımı doğuran olaya (tam ve geçerli bir satış) dair kararları ile önalım hakkının doğmayacağını tespit ettiği bir durum..

Kaldı ki;
HUMK.m.186 hükmü "dava devam eder iken müddeabihin ahara devrini.." düzenler.. Devir ve temlik iradi bir fiil, iradi bir hukuki işlemdir. Halbuki irade fesadı sebebi ile satışın iptali bir tespiti içerir. Yani yasanın lavzına da aykırı bir uygulama var..

Sanırım bu hususlar sizin de dikkatinizden kaçtı..
Saygılarımla..