Mesajı Okuyun
Old 26-06-2006, 22:33   #1
ibreti

 
Varsayılan Önalım hakkının kullanımında HUMK.m.186 uygulamasına dair tartışılabilir HGK kararı..

Birebir tanığı olduğum, daha nihai hüküm verilmeden -ki dava halen derdest- birkaç kitapta yer alan ve eleştiri konusu olan bir HGK kararını ve yargılama faaliyetini sizlerle paylaşmayı gerekli buldum.
Saygılarımla..
----------------------------------
Toplam 5.000.m2 alanlı taşınmaz malda Mustafa 2/5, Ümit 1/5 ve Ayşe 2/5 oranında paydaş.

Taşınmaz 1.000.m2 alanlı 5 ayrı parsele ifraz edilmeye elverişli ve paydaşlardan harita mühendisi olan Mustafa tüm paydaşların onayını alarak ifraz işlemlerine de başlamış. Zaten bu aşamada her birinin yeri belli olacak biçimde yazılı olarak haricen taksime dair sözleşme de yapmışlar.

İfraz işlemlerinin gecikmesi üzerine satıcı Ümit, 1/5 nispetindeki payını (zemindeki taksim biçimine de dayanarak) paydaşlar dışındaki alıcı Naciye’ye 10.01.1998 tarihinde 250.000.000.TL. (250.YTL.) bedel ile satıyor. Satışı öğrenen Mustafa ve Ayşe, Naciye aleyhine önalım hakkı nedeni ile 1/5 nispetindeki payın iptali ile kendi adlarına tescili için davayı açıyor. Dava devam eder iken Mustafa davayı takipsiz bırakıyor ve bunun davasının açılmamış sayılmasına karar veriliyor.

Önalım davası devam eder iken davalı alıcı Naciye, satıcı Ümit aleyhine (bir yıllık süre dolmadan) BK.m.18’e göre hata/hile sebebine dayalı satış aktinin iptali ile 25.000.DM. satış parasının faizi ile birlikte iadesi talepli dava açıyor. Açılan bu davaya önalım davasının davacısı Ayşe’de davalı yanında aslen katılıyor, tıpkı davacı ve davalı gibi delillerini bildiriyor, tanıklarını dinletiyor, her türlü savunma hakkını kullanıyor.

Önalım davasına bakan mahkeme, iptal davasını bekletici mesele sayıyor.

Yapılan yargılama sonunda Naciye tarafından açılan iptal davası kabul ediliyor ve önalım davasına konu pay ilk paydaş olan Ümit’e dönüyor. Karar, davaya davalı yanında katılan önalım davasının davacısı Ayşe tarafından temyiz ediliyor. Yargıtay’ca temyiz talebi reddediliyor. Ayşe’nin karar düzeltme talebi de reddeliyor ve karar kesinleşiyor.

Bekletici mesele saydığı davaya ilişkin hükmün kesinleşmesi üzerine önalım davasına bakan mahkeme “önalım hakkının tam ve geçerli bir satış ile doğacağı, davaya konu payın satışına dair sözleşmenin bk.m.18’e göre irade sakatlığı nedeni ile hükümsüz olduğunun mahkemece tespit edildiği, kararın dahi kesinleştiği, bu suretle önalım davasının konusuz kaldığı..” gerekçesi ile önalım davasını reddediyor.

Karar, Ayşe tarafından temyiz ediliyor. 6.HD. kararı “dava devam ederken dava konusu payın üçüncü şahsa geçtiği, bu suretle davacı Ayşe lehine HUMK.m.186 hükmü uyarınca seçim hakkının doğduğu, bu seçim hakkının kullandırılması gerekir iken davanın reddinde isabet bulunmadığı..” gerekçesi ile bozmaya karar veriyor. Değer, kara düzeltme sınırı altında olduğundan karar düzeltme talebi reddediliyor.

Yerel mahkeme “iptale ilişkin hükmün taraflar arasında kesin hüküm oluşturduğu, bu yönü ile HUMK.186’ya göre seçim hakkının doğmayacağı; kaldı ki, satış işleminin irade fesadı nedeni ile sakat olmasının kesin hüküm ile tespit edildiği ve dava konusu payın önceki malike döndüğü, paydaşların birbirlerine karşı önalım hakkını kullanmasının da söz konusu olamayacağı..” nedenine dayalı olarak direnme kararı veriyor.

Direnme kararı davacı Ayşe tarafından temyiz ediliyor ve HGK…“dava devam ederken dava konusu payın üçüncü şahsa geçtiği, bu suretle davacı Ayşe lehine HUMK.m.186 hükmü uyarınca seçim hakkının doğduğu, bu seçim hakkının kullandırılması gerekir iken davanın reddinde isabet bulunmadığı..” gerekçesi ile direnme kararını bozuyor..

Dava halen derdest.
Davacı Ayşe, önalım davasını ilk satıcı Ümit’e yöneltti.
--------------

“Önalım hakkı tam ve geçerli bir satış ile doğar..” biçimde yerleşmiş 200’e yakın Yargıtay kararı var.

Yine “önalım davasından sonra alıcı/satıcı ya da satıcı/alıcı arasında açılan –önlalım hakkı sahibinin taraf olmadığı - iptal davası, önalım hakkını kullanmayı engellemez..” biçiminde de çok sayıda Yargıtay kararı var.

Fakat, somut olayda iptal davası önalım davasının davacısı Ayşe, satıcı Ümit ve alıcı Naciye arasında kesin hüküm oluşturuyor. (..mu?)
Sizce;

1) Somut olayda HUMK.m.186 hükmüne göre seçim hakkının tanınması hukuka uygun mu?

2) Taşınmaza davacı Ayşe ile birlikte paydaş olan Ümit aleyhine önalım hakkı kullanılabilir mi?

3) Kullanılabileceği kabul edilse bile, Ayşe, Ümit’e karşı 250.000.000.TL.(250.YTL.) bedele dayanıp, bu bedeli ödemek sureti ile dava konusu paya sahip olabilir mi? İptal davasında kesin hüküm ile tespit edilen 25.000.DM bedel taraflar arasında geçerli midir?

4) Ya da başkaca savunmaya ilişkin görüşleriniz, önerileriniz var mı?


Saygılarımla..