Mesajı Okuyun
Old 09-08-2006, 22:51   #1
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan Yargıtay yasakoyucunun yetkisine tecavüz etmiyor mu?

5237 sayılı TCK'nın 145 ve 150. maddelerinde Hırsızlık ve Gasp suçlarına ilişkin olarak çalınan malın değerinin azlığı halinde yapılacak indirim düzenlenmektedir.

Malın değerinin az olması
MADDE 145. - [1] (8.7.2005 T. 5377 sk değ.) Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz önünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebilir.

Madde Gerekçesi
MADDE 145.– Madde metninde, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle cezada indirim yapılması veya ceza vermekten sarfınazar edilmesi konusunda hâkime takdir yetkisi tanınmıştır.

Daha az cezayı gerektiren hâl
MADDE 150. - [1] Kişinin bir hukukî ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla tehdit veya cebir kullanması hâlinde, ancak tehdit veya kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
[2] (8.7.2005 T. 5377 sk değ.) Yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilebilir.

Madde Gerekçesi
MADDE 150.- ....Maddenin ikinci fıkrasında, yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılması gerektiği kabul edilmiştir.

Bu konuda artık yerleşik hale gelen Yargıtay Kararlarında ise malın değerinin azlığının 765 sayılı yasadan farklı olarak bir indirim sebebi olmadığı, kişinin daha fazlasını alma şansı varken ihtiyacına yetecek kadar alması halinde bu indirim sebebinin uygulanacağı vurgulanmaktadır.

Oysa madde ve gerekçeleri yukarıda görüldüğü gibi açık, yasakoyucunun hırsızlık konusu malın değerinin az olması halinde cezada indirime gidilmesi gerektiğini düzenlemesine rağmen Yargıtay yasada olmayan bir olguyu yasaya eklemek suretiyle bu maddelerin uygulanmasını neredeyse imkansızlaştırmıştır. Yargıtay Kanununa baktığımızda ancak İçtihadı Birleştirme Kararlarının benzer olaylarda bağlayıcı olduğu sonucuna varılmaktadır. Ancak hakimlerimiz üzerlirindeki not baskısıyla bu karar çıktığından beri bu maddeleri hiçbir şekilde uygulamamaktadır. Bu durumda bir cesaretli hakimin çıkıp bir direnme kararı vermesini ve bu konunun Ceza Genel Kuruluna taşınmasını beklemekten başka çaremiz yok gibi görünüyor. Siz ne dersiniz.