Mesajı Okuyun
Old 24-10-2007, 23:32   #128
Av. Lale Beşe

 
Varsayılan Karİne

Alıntı:
Yazan SNOW
Hukuk nosyonu kaf dağının ardında değil bana göre. Nasıl her hukuk fakültesini bitiren hukuk nosyonuna sahiptir diyemezsek, her İİBF. mezununda da hukuk nosyonu olamaz diyemeyiz.Ayrıca Hukuk nosyonu olanla olmayan meslek hayatında zaten fark eder ( Hakimlikte birinci sınıf olamamak ve meslekte yetersizlikten soruşturmaya maruz kalmak durumu söz konusu olabilir). Hukuk nosyonu olanlar tırmanırken olmayanların geride kalacağı kanaatindeyim.
Saygılar...

Mesajımın başlığındaki kavramın ne anlama geldiğini biliyorsanız mesele yok. Burada İİBF mezunlarının da hukuk nosyonu olduğuna dair bir karine mi sözkonusudur ki bunun aksi kanıtlanana kadar yürüyelim? Bana göre tam tersi gibi geliyor da...

İİBF mezunlarının pekala da hukuk nosyonu olabileceği varsayımınızın üzerine onlara mesleki tırmanma konusunda gösterilebileceğini ima ettiğiniz tolerans ve tevazu, ADALET TERAZİSİNDE "HAK" KEFESİNDEN DÜŞÜLECEK BİR BEDELDİR.

"Hakkın büyüğü, küçüğü ya da zamanlaması vardır elbet" diyorsanız eğer, müsaadenizle "hukuk mezunu olsanız da hakim koltuğundan imtina ediniz" derim. Kuzum "adalet" dediğiniz mefhum o kadar ucuz mudur ki meslek bir deneme tahtasına dönüştürülsün? Dediklerinize bakılırsa "hukuk nosyonu bazı insanlar için evet elbette kaf dağının ardındadır". Köydeki Ahmet dayı ile şehirdeki İlker bey neden farklı hukuki uygulamalara maruz kalabiliyormuş söyleyebilir misiniz acaba? Çünkü yazdıklarınız o anlama geliyor da.

HUKUK NOSYONU BİR HAKİMİN KÜRSÜYE OTURDUĞU ANDA GEREKLİDİR. "BİZ ŞİMDİ SENİ HAKİM YAPALIM, MESLEKTE BİR BAKALIM" DİYE HAKİM ALINMAZ MESLEĞE.

Elbette ki bazıları daha iyi tırmanır, bazılarının da hataları yoğun kalır. Fakat hakimleri mesleğe kabul edenler, hepsini başlangıçtan itibaren birinci sınıf kalitesinde ve hukuk nosyonuna sahip oldukları kanaati ile seçmek durumundadırlar. Ve elbette ki bu da İİBF mezunlarının başarabileceği hesaplanarak hazırlanan yazılı sınavlarla olacak iş değildir. Seçimi yapanlar bu duruma dikkat etmiyorlarsa ben orada sağlıklı bir seçim olduğundan şüphe ederim. Bu yüzden o yazdıklarınıza yönelik olarak sadece bir soru sorabilirim; siz gerçekten ne dediğinizin farkında mısınız?

Allahtan tüm mahkemelerde en az bir hukukçu çalışıyor da sistem çökmüyor. Umarım bu durum en azından bu şekilde devam eder. Aslında yazılacak çok şey var fakat neyse.

Bu arada hadi bakalım arkadaşlar neden sadece hukuk, İİBF ve siyasalcılar idari yargı hakimi olabiliyor? O halde bu sınav tüm üniversite mezunlarına açılsın. Nasılsa mühendisler iş hukuku, borçlar hukuku vs, tıpçılar adli tıp okuyorlar. Bana sorarsanız mühendisler çok iyi hakim olurlar. Bilirsiniz çoğu zeki ve ünlü liderlerimiz genellikle mühendisti. Ayrıca doktorlar da hastalık tedavi edebildiklerine göre hukuk sorunu da tedavi edebilirler. Ayrıca idari yargıda sağlıkla ilgili çok fazla dava açılıyor. Bence sınavlara tıp mezunları kesinlikle alınmalı. Fakat o zaman korkarım sınavı geçenler genellikle doktor ve mühendis olur gibi geliyor. Gerçi hakim olmak isterler mi bilinmez ama onların da hakim olmaya hakları var neden olmasın? Polis akademisi mezunları da girmeli sınava. Emniyet teşkilatı ile ilgili de çok dava açılıyor. Kısaca tüm üniversite mezunları. Gerçekten nedir bu sınava adaylığında mezun alan kısıtlaması? Bence bu çok yanlış bir uygulama. Ayrıca hadi onu da kabul edelim ki "hukuk nosyonu kaf dağının ardında değil nasılsa."

Konunun tartışılabilir yanı yok aslında zira son derece açık. O yüzden bundan sonra bu konuda yazmayacağım. Kendi adıma forumun bu başlığı altında mesaj yazmayı kesiyorum. Çoğu zaman düşünürüm şu her sene açıklanan "yaşanılabilir ("yaşanılası" mıydı yoksa?) memleketler" sıralamasında arada bir iki ülke atlayarak ilerleme kaydetmiş gibi görünsek de genel olarak neden düşüş gösterdiğimizi. Memleketimizde şu tartışmakta olduğumuz tuhaf konu ile birlikte tüm tuhaf sorunların tümden düzeltilmiş olduğu güzel günler görmek dileklerimle, Saygılar...