Mesajı Okuyun
Old 13-01-2015, 17:13   #1
gökhan33

 
Varsayılan Eş rızası, eşlerin edinilmiş mallar üzerinde alacaklının tasarruf yolunu açmaz mı?

KEFALET
TBK’nın 581. maddesine göre “Kefalet sözleşmesi, kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşmedir”. Kanunda yer alan bu tanıma göre kefalet sözleşmesi, alacaklı ile kefil arasında kurulan1 ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir.

Mal Rejimi:

Eşlerin evlenmeden önce sahip oldukları ve evlilik süresince edindikleri (taşınır, taşınmaz mal ve para gibi) malvarlıklarını yönetme, bunlardan yararlanma ve bunlar üzerinde her türlü işlem yapma usullerini belirleyen hukuk kurallarına mal rejimi denir.

Edinilmiş Mallar:

Her eşin edinilmiş malları şunlardır:

-- Çalışmasının karşılığı olan maaş, ücret vs.,
-- Sosyal güvenlik kuruluşlarının yaptığı her türlü ödemeler,
-- Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminat,
-- Kişisel malların geliri (kira, faiz gelirleri gibi),
-- Edinilmiş malların yerine geçen değerler.

Mal rejimi tasfiye edildiğinde sadece “edinilmiş mallar” eşler arasında yarı yarıya “eşit olarak” paylaştırılır.

Mal Rejimi Sözleşmesi Yapmamışlarsa

I Ocak 2002 tarihine kadar "Mal Ayrılığı"na,
ve
1 Ocak 2002'den sonrası için ise "Edinilmiş Mallara Katılma" rejimine tabi olacaklar.
Yeni Evlenecek Olanlar Evlendirme Memurluğuna Yazılı Bildirimde Bulunmamışlarsa ve Mal Rejimi Sözleşmesi de Yapmamışlarsa Yasal mal rejimi olan: "Edinilmiş Mallara Katılma" rejimine tabi olurlar.






AÇIKLAMALAR:
T.B.K.’nın 581. maddesine göre “Kefalet sözleşmesi, kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşmedir”. Kanunda yer alan bu tanıma göre kefalet sözleşmesi, alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir, denilmektedir.

01 Ocak 2002’den sonra yürürlüğe giren T.Medeni Kanunu’nun 202 ve sonraki maddelerinde ise Mal Rejimine ilişkin maddeler sıralanmaktadır.
Yani mal rejiminde Edinilmiş ve Kişisel Mallar ayrımı ve tanımları yapılmaktadır.

T.Borçlar Kanununun 584. Maddesinde ise Eşin rızası;
“Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.”
denilmektedir.
Yani Kefaletin yalnızca eşin rıza göstermesi durumunda kurulabileceği belirtilmektedir ki kefilin; sahibi veya ortağı olduğu ticari işletmenin faaliyetinden kaynaklanan ticari işlere dair kefalet ilişkisi istisna tutulmaktadır.
T.B.K. mad.581 ve 584’deki Kefalet ve Eş Rızası tanımları ile T.M.K. mad.202 ve devamı niteliğinde olan maddelerdeki açıklamalardan yola çıkarak, Kefil olan kişinin eşi de bir nevi kefalet ilişkisine karışarak sözleşmede taraf oluşturmuş sayılması gerekmez mi?
Tarafları alacaklı/iş veren, borçlu/yüklenen ve Kefil olan, taraflarca belirlenen edimlerin yerine getirmesinde taraf olarak rol üstlenen işlemlerde kefilin kefalet ilişkisine girebilmesi içinin eşinin de rıza göstermesi ile sözleşmenin geçerliliği kabul edilmektedir. Yani eş burada sözleşmede bir nevi kefil tarafını oluşturmaktadır.
Şöyle ki; kefalet tanımında “kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği” durum olmasından bahisle, Kefil eşi de eşinin bu işten dolayı taahhüt vermesinden kaynaklı kendisine(kefil eşi) T.M.K.’nın 202 ve sonraki maddelerince tanımlanmış/verilmiş edinilmiş mallarındaki tasarrufunu da alacaklı tarafın inisiyatifine bırakmış sayılmaz mı? Yani Kefil eşi kişisel mallar haricindeki edinilmiş her mal için tasarruf yetkisini de kefalet konusuna dahil etmiş olmaz mı?

Eğer durum böyle ise, Kefil eşi de kefalet ilişkisinde yer aldığından alacaklı veya kefilin sözleşmeye konu edimlerini yerine getirmemesinden dolayı alacaklının kefil ve eşinin edinilmiş haklarına karşı hukuki yollara başvurma hakkını ortaya çıkarmaz mı?
Yani kefilin eş üzerindeki edinilmiş mallarına hukuki yollara başvurabilme sonucunu çıkarmaz mı?(örnek: eşin üzerinde edinilmiş mal olarak gözüken araba, g.menkul v.b. gibi)

yanlış anlaşılmaması adına; rıza veren eşe doğrudan hukuk yoluna gidilmemesi sadece kefil olan eşin edinilmiş mallar üzerindeki hakkı için hukuki işlemin başlatılabilmesi amaçtır.