Mesajı Okuyun
Old 10-11-2006, 05:12   #3
bulker

 
Varsayılan

Burada sanıyorum birkaç noktayı belirtmekte fayda var.
1)Görüşün yeniden düzenlenmesi ile ilgili dava karara bağlanmış. 12.2005 tarihinde. Çocuk anne yanında ve birlikte yurtdışına gidiyor.
2)Ocak döneminde ilk görüş gerçekleşmeden önce kararda açıkça belirtilmediğinden karşı taraf İstanbul'dan çocuğun alınıp yine İstanbul'da teslimi için Noter'den ihtar gönderiyor. Karşı ihtar da ise İstanbul'dan alınıp İzmir'de teslim edileceği bildiriliyor. Buna göre sonuçta çocuk İstanbul'dan alınıp İzmir'de teslim ediliyor. Bununla ilgili daha sonra herhangi bir durum(şikayet vs) söz konusu değil.
3)Bu arada yine Ocak ayında velayet davası açılıyor ve dava halen sürmekte.
4)Temmuz'da çocuk tesliminden birkaç gün önce karşı taraf mahkemeye başvuruyor ve tavzih istiyor, Aralık 2005 te sonuçlanmış olan dava hükmü için, dilekçe tarihinden bir gün sonra hakim tavzih kararı çıkarıyor ve tedbiren uygulanmasını istiyor. Çocuğun istanbul'dan alınıp, yine tesliminin aynı adrese yapılması için.
5)Dava ile ilgili avukat hukuk bürosundan ayrıldığından yazı mahkemeye iade oluyor, şu ana dek zaten bana ulaştırılmış yazı da yok. APS ile babamın adresine gidiyor ve kapıcı teslim almış görünüyor. Çocuğun anneye teslim edildiği tarihten 1 hafta sonra.
6)HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU Madde 455 ve 456’ya aykırı olarak karar veriliyor, başlığında TEDBİR ibaresi yer almasına rağmen, HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU Madde 101 ve devamı maddelerde yer aldığı üzere tedbirin 10 gün içerisinde uygulanmaması durumunda kendiliğinden kalkar hükmü yer almaktadır. Bu hükme rağmen, aradan geçen birkaç 10 günlük süre ertesinde tedbir uygulanmaya kalkılmıştır. Davacı taraf tamamen hayali ve delil olmaksızın beyanatla mahkemeye başvurmuş,HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU Madde 388’e aykırı olarak, bana konuyla ilgili savunma hakkı vermeden, mahkeme, çocuğun menfaatlerinin davalı taraf tarafından üstün tutulmadığı gerekçesiyle hükmünü babanın aleyhine oluşturmuştur.
7)Tüm bunlar olurken karar icraya konmaksızın aşagıdaki olaylar gelişiyor. Yani bu Tavzih kararı nöbetçi savcıya gösteriliyor, savcı polisi arıyor, eve polis geliyor, hakkımda şikayet ve hakkımda dava açılıyor. Savcılar tedbir kararlarının 10 gün içinde uygulanması gerektiğini bilmiyor mu? Kararın icra marifetiyle gerçekleştirilmesini bilmiyor mu? Hakim karar kesinleşme tarihinden 7 ay sonra nasıl tedbiren tavzih kararı alıyor?
8)Biz de elimizde mum adalet arıyoruz….