Mesajı Okuyun
Old 05-03-2009, 05:09   #77
av.ilyasmeral

 
Varsayılan

Birçok arkadaşla hemfikir olduğum konu anayasayı değiştirmekle baştan yeni bir anayasa yapmanın aynı şey olmadığı hususudur. Baştan yeni bir anayasa yapmak devleti tüm organları ile yeniden dizayn etmek, temel hak ve özgürlüklere ilişkin esasları yeniden belirlemek; devlet ve toplumun yol haritasını değiştirmek anlamı taşıyacağı için adi anayasa değişikliği gibi görüp TBMM yapabilir demek mevcut mevzuat anlamında doğru olsa bile hukukun genel ilkeleri, demokratik teamüller, siyasi etik açısından doğru değildir. Anayasanın toptan değişmesinin hukuk düzeninde etkileri olacağı gibi siyasal, toplumsal, kültürel ve ekonomik hayatta kaçınılmaz etkileri ortaya çıkacaktır. Bu bağlamda toplumun içine sinmiş bir anayasa ortaya çıkması için en geniş düzeyde katılım sağlanmalıdır. Evet, TBMM'nin anayasayı toptan değiştirmesinin önünde hukuki bir engel yoktur. Fakat sadece mevzuata sadık kalınarak, siyasi tepki ve talepleri göz ardı ederek yapılan bir değişikliğin uzun ömürlü olmasını kimse bekleyemez. Anayasalar sadece hukuk metni değildir toplumsal ve siyasi hayatın düzenleyicisidir. Bu sebeple toptan yapılacak bir anayasa değişikliğini sadece yasama organının yapması hukuken doğru olsa bile, diğer demokratik ve toplumsal dinamikler açısından doğru değildir.
Peki, TBMM yapmayacaksa kim yapacak? Bazı arkadaşlar sadece anayasa hazırlamakla görevli bir kurula (TBMM dışındaki bir oluşuma meclis demek istemiyorum) oluşturulsun fikrini savunmakta fakat bu görüşü hem hukuki hem de siyasi açıdan doğru bulmuyorum. Anayasayı yapma görevinin TBMM dışında bir kurula verilmesi; meclisin en temel yetkisinin, yasama erkinin devri anlamı taşıyacağı için oluşturulan kurulun hazırlayacağı anayasa, hukuki meşruiyet sorunu taşıyacaktır. Zira yasama yetkisi devredilemez. Bu yetki münhasıran TBMM'ye aittir. Oluşturulan kurulun (anayasa hazırlamakla görevli meclis) hazırlayacağı anayasanın TBMM tarafından da onaylanmasını istemek ise anayasa hazırlamakla görevli kurula komisyon niteliği kazandırır. Zira TBMM, kuruldan gelecek olan metin üzerinde istediği değişikliği yapabilir. Bu durumda Anayasa değişikliğini oluşturulan kurul değil TBMM yapmış olacaktır.
Anayasanın 7. maddesinde değişiklik yaparak ve özel kanunla görevlendirilecek bir kurul oluşturmak ise mevcut yasama organının siyasi açıdan intiharı demek olur. Yasama organı kendi kendini şaibeli altına sokar. En asli yetkisini bile yapamayan bir parlamento görünümü verir. Yapacak olduğu diğer reform ve düzenlemelerde kamuoyuna karşı inandırıcılığını ve güvenilirliğini sağlayamaz Kaldı ki; çıkarılacak olan özel yasayı ve 7. madde de yapılacak değişikliği 05.06.2008 tarih ve 2008/116 karar sayılı Anayasa Mahkemesi kararı (Kamuoyunca türban kararı diye bilinen karar) ile birlikte düşündüğünüzde daha büyük hukuki sıkıntılar çıkabilir. Anayasa Mahkemesi 7. madde de yapılacak değişiklikle anayasa hazırlama görevinin yasama organı dışında başka bir kurula verilmesini değişmez maddelere ve başlangıç hükümlerine aykırı bularak iptal edebilir.
Kanaatimce mevcut yasama organından bağımsız olarak başka bir organ tarafından yeni bir anayasa yapmak; mevcut yasama organının tek başına anayasa yapması kadar demokratik sıkıntılara gebedir. Bu sebeple parlamentoyu süreçten koparmayacak bir yol formüle edilmelidir. Bir kısım arkadaşların bahsettiği en geniş katılımlı kurul oluşturulmalı. Fakat bu kurula kurucu meclis misyonu yüklenmemelidir. Oluşturulan kurulun hazırlayacağı metin hâlihazırdaki yasama organı için taslak oluşturmalı, yasama organı ise bu taslağa sadık kalacak şekilde yeniden anayasayı yapmalıdır.