Mesajı Okuyun
Old 12-08-2009, 14:16   #7
Av.Erkan Şenses

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Emin GÜNEŞ
Soruma cevap veren arkadaşlara teşekkür ederim. Ben iradeye uygun imza taklidine ceza verilemeyeceği görüşünde idim. Ancak görüşümü destekleyecek içtihat araştırıyordum.
Sorumu cevaplandıran arkdaşlar iradeye uygun imza taklidinin suç oluşturacağını beyan emelerine rağmen düşüncelerine uymayan bir içtihat karşısında sessiz kaldılar.
Onlar da kendi görüşlerini destekleyen bir içtihat sunabilirlerse konu daha da netleşecektir. Ya da biz yanlış biliyormuşuz desinler.

Öncelikle son mesajınızın nezaket ve meslek ilkeleri ile bağdaşmadığını belirtmek durumundayım. Mesleki sorulara verilen cevaplar yüzde yüz doğru olmayabilir ki site de üyeler de bunun garantisini vermez.

Sizin olayınıza dönecek olursak yukarıda yer verilen 11.Daire'nin içtihadının tüm imzalarda kullanılması sözkonusu değildir, ki bu bir daire kararıdır, belki İ. Asliye Ceza Mahkemesi direnme kararı vermiş ve dosya da Ceza Genel Kurulu'nun önüne gitmiştir.

Sizin olayınızda başkasının yerine para çekme sözkonusudur ki bu para yaşlı babanın maaşı ise devlet bankasından alınmıştır ve banka çalışanı da kamu görevlisi sayılır. Burada TCK 206 uyarınca "Bir resmî belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine yalan beyanda bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır." suçu oluşmaktadır. Bunun yanında resmi evrakta sahtecilik suçu ve kamu kurumunu dolandırma suçu da oluşmaktadır ki aynı fiille birden fazla suç oluştuğunda yasakoyucu en ağır cezayı gerektiren fiilden dolayı cezalandırılma cihetine gidileceğini belirtmiştir. Tabi ki TCK 21 karşısında suçlar kastla veya taksirle işlenebilen suçlar olarak ikiye ayrılmaktadır ve her suçun maddi unsuru olduğu gibi manevi unsurunun da olduğu Ceza Hukuku 2.sınıf ders konusudur. Burada "Ceza Kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz" hükmünü de hatırlatmakta yarar vardır.

Anılan tüm bu hükümlerin birlikte somut olaya uygulanması sözkonusu iken verilen bir içtihat üzerine sorduğunuz soruya cevap verme zahmetinde bulunmuş meslektaşlarınıza karşı söylediğiniz sözlere karşı ise şaşırdığımı belirtmeliyim.

Elbette ki özgürlükçü ceza anlayışının hakim kılınmasından yanayım ancak sorduğunuz soruya da Türk Hukuk sistemi içinde cevap aramak zorundayım ve ben de bu çerçevede sorunuzu yanıtladım, hukukta malumunuz üzere kesinlik yoktur, olsaydı siz bu soruyu meslektaşlarınızın ilgisi ve bilgisine sunmazdınız kanımca..

Son olarak içtihadı sunan arkadaşa içtihadın yayımlandığı gün forumdan teşekkür mesajı yolladığımı da belirtmek durumundayım.Sn.Aybüke Kağan da bu iddiamı destekleyecektir.