Mesajı Okuyun
Old 13-05-2009, 16:36   #42
Adli Tip

 
Varsayılan

Dikkat edilirse, ben 34. mesajın 3. paragrafındaki yazıma kadar, muaccelliyetten zaten bahsetmedim. Bu anlamda konuyla aslında çok da ilgisi olmayan bazı düşüncelerimi yazmış oldum. (ki, bu biraz gereksiz ve hatta hatalı da olmuş.)
Forumda muacceliyet şartının doğurduğu hakkın ne olmadığı yazıldı ama ne olduğu açıklanmadı. Tamam, tazminat değil. Cezai şart da değil. Peki ne? Ben bunun asıl alacak doğurduğunu söyledim... Kiracı bu şartla, kiralananı kullanmadığı dönemin kirasını borçlanmış oluyor.
Muacceliyet şartı ne zaman işlerlik kazanır? Ve ne zaman hakkaniyete uygun bir neticeye sebep verir? Neticede, muaccileyet şartıyla, kiracının gayrimenkulu henüz kullanmadığı bir dönem için, sözleşmeyle kararlaştırılmış vade tarihinden önce talepte bulunma hakkı elde ediliyor. (Yanılıyor muyum?) Bunu hakkaniyetle açıklamak bence güç. Sözleşmeyle açıkladığımızda ise, sözleşme maddesine göre, sözleşme ayaktayken doğması yeterlidir.
Bu anlamda benim katılmadığım düşünce,
1- Muaccel olmuş bir kira alacağının miktarı bellidir. Bu miktardan indirim yapılması hali ise farklı bir konudur.
2- Sözleşme devam ederken o sözleşmeden kaynaklanan hakların her biri kullanılabilir. Feshi istemek, fesih gerçekleşmeden doğmuş olan hakkı talep etmeye engel değildir.

Saygılarımla,

Bir de söylediklerimle çelişen bir karar ekliyorum

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1994/6-471
K. 1994/568
T. 5.10.1994
• KİRA SÖZLEŞMESİNİN FESHİ ( Muacceliyet kazanan kira paraları )
• KİRA BEDELİNİN MUACCELİYET KAZANMASI ( Kira akdinin karşılıklı feshi )
• KİRA
818/m.260,262,74
ÖZET:Kiracının temerrüdü sebebiyle muaccel olan tüm yıllık kira bedelinin tahsili davasında:
Davalı kiracının kiralananı boşaltma taahhüdüne vc fiilen boşaltmaya karşı çıkmayan davacı yönünden boşaltma isteği gerçekleşmiş, kira sözleşmesi tarafların iradesine uygun biçimde feshedilmiştir,
Ortada varlığından söz edilebilecek bir kira sözleçmesi kalmadığına göre, oturulmayan kiralanan için bir kira parası alacağından söz edilemez.
DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki "tahliye ve kıra alacağı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 14.12.1993 gün ve 1993/1545- 1993/1611 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 25.1.1994 gün ve 483-610 sayılı ilâmı:
( ... Davacı, davalı ile aralarındaki yazılı kira sözleşmesine ve özellikle özel şartların 5 nci maddesi hükmüne göre 1993 Ekim, Kasım, Aralık ayları kirasının zamanında ödenmemesinden tüm kira yılının kira bedelinin muaccel hale geldiğini, bu muaccel borcun ihtara rağmen ödenmediğini iddia ederek Ocak ile Eylül 1994 ayları kiraları tutarı 24.750.000 liranın tahsilini istemiştir.
Taraflar temerrüt sebebiyle tahliye istemi yönünden Sulh olmuşlar ve kiralananın 1.1.1994 tarihinde boşaltılmasına bu sebeple karar verilmiştir.
Sözleşme gereği olarak muaccel olan kira parasından sadece 3 aylığının ödendiğini, kalanın ödenmediği uyuşmazlık konusu değildir. Tarafların muaccel olan ve ödenmemiş kira paralarına ilişkin anlaşmaları söz konusu değildir. Kira paralarının fiilen tahliyeye kadar ödenmesi gerekir. Özellikle istenen paralarının muaccel olduğu nazara alınarak tahsiline karar verilmesi icap eder. Bundan zuhul olunarak muaccel olan bir kısım kira parasının reddine dair kira parasının tahsiline karar verilmesi hatalı olmuştur... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, temerrüt nedeniyle kiralananın boşaltılması ve kira alacağı istemlerine ilişkindir.
Taraflar arasında düzenlenen 1 yıl süreli kira sözleşmesinde, kira parasının 3'er aylık ve peşin ödeneceği belirtildikten sonra özel şartlar bölümünün 5. maddesinde de, kira parasının zamanında ödenmemesi halinde o kira dönemine ait kira parasının tamamının muaccel hale geleceği kararlaştırılmıştır. Davalı kiracının 1993 yılı Ekim, Kasım, Aralık aylarına ait kira parasını davacı kiralayana ödediği ve aleyhine açılan temyize konu dava sırasında 1.1.1994 tarihinde kiralananı boşaltacağı taahhüdünde bulunup o tarihte boşalttığı tartışmasızdır. Yine tartışmasız olan bir husus da, 1993 yılı son üç ayına ait kira parasının sözleşmede öngörülen ay başlangıcından üç gün geçirildikten sonra dördüncü gün yatırıldığıdır. Davacı, kira sözleşmesinin 5. maddesine dayanarak 1 yıllık kira döneminin yatırılmayan 9 aylık kira parası 24.750.000 liranın muaccel olduğunu ileri sürerek tahsilini istemektedir. Ancak davacının temerrüt nedeniyle açtığı tahliye davası davalı kiracı tarafından kabul edilmiş kira parası karşılığı ödenmiş olan üç aylık süre sonunda kiralananın boşaltılacağı taahhüd edilerek boşaltılmıştır. Davalı kiracının kiralananı boşaltma taahhüdüne ve fiilen boşaltmaya karşı çıkmayan davacı yönünden boşaltma isteği gerçekleşmiş durumdadır. Somut olayda açıklanan bu maddi olgu karşısında artık taraflar arasındaki kira sözleşmesinin feshinin taraf iradelerine uygun biçimde gerçekleştiğinin kabulü gerekir. 0 itibarla ortada varlığından söz edilebilecek bir kira sözleşmesi kalmadığına göre oturulmayan kiralanan için bir kira parası alacağından söz edilmesi de mümkün değildir. Hal böyle olunca mahkemece mevcut delillerin değerlendirilmesi suretiyle davanın red edijmesi sonucu itibariyle doğrudur. 0 halde usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararı onanmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ( ONANMASINA ) oyçokluğuyla karar verildi.