Mesajı Okuyun
Old 16-12-2010, 12:49   #2
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ALAMUT
günaydın

Bir finansal kiralama A.Ş. senette imzası bulunan 4 borçlu hakkında örnek 10 üzerinden takibe geçiyor. 4 borçludan bir tanesinin adına kayıtlı taşınmaz alacaklı lehine ipotek verilmiş durumda.
Alacaklı, söz konusu taşınmaz üzerine yaptığı takip üzerinden haciz şerhi koyduruyor. Yapılan ihalede alacaklı alacağına mahsuben taşınmazı ihalede alıyor.
Tapu kaydı incelendiğinde alacaklının rehni diğer hacizlerden önce konulmuş, ancak haciz şerhi diğer hacizlerden birkaçından sonra konulmuş durumda.
Tapuda haciz şerhleri içinde vergi dairesi de var.
1- Alacaklı kendisinden önceki hacizler olmasına rağmen alacağına mahsuben alabilir mi?
2- Alacaklının ipoteği ipotekli takibe geçmemesine rağmen buna imkan verir mi?
3- Açılacak olan ihalenin feshi davasında bu argümanları ileri sürebilir miyiz?
4- İpotek edilen alacak için takibe geçebilmek için, öncesinde mahkemeden alacağın tespit ettirilip ondan sonra takibe geçilmesi gerektiği yönünde karar buldum. Acaba örnek 10 takip yapılmış olması bu takip dosyasının iptali için herhangi bir dava açmamızı gerektirebilir mi?

saygılar, hürmetler

Sn. Alamut;

1 - Satış isteyen alacaklının haczinden önce hacizler varsa taşınmazı ihalede alacağına mahsuben alamaz. İhalede pey sürmüş ve taşınmazı almış ise ihale bedelini dosyaya yatırması için süre verilmesi gerekir.

2 - İpoteğin varlığı yukarıdaki cevabı değiştirmez.

3 - İhalenin feshi sebepleri Yargıtay kararlarında şu şekilde belirtilmiştir:

"İİK. nun 134. maddesinde ihalenin feshi nedenleri teker teker belirtilerek gösterilmemiştir. Sadece, (ihalenin Borçlar Kanunu’nun 226. maddesinde yazılı), (satış ilanı tebliğ edilmemiş olması), (satılan malın esaslı niteliklerindeki hata) ve (ihaledeki fesat) nedeniyle ihalenin bozulabileceğine değinilmiştir.
İhalenin bozulma nedenleri gerek doktrinde ve gerekse Yargıtay uygulamasında;
a) İhaleye fesat karıştırılmış olması
b) Artırmaya hazırlık aşamasındaki hatalı işlemler,
c) İhalenin yapılması sırasındaki hatalı işlemler,
d) Alıcının taşınmazın önemli nitelikleri hakkında hataya düşürülmüş olmasıı şeklinde sıralanabilir."


Andığınız husus "İhalenin yapılması sırasındaki hatalı işlemler"'den biri olarak nitelendirilebilir.

4. İİK 45. maddeyi incelemenizi öneririm. Bu konu; ipoteğin türü, alacağın nedeni vb. konularla doğrudan bağlantılıdır.

Saygılarımla...

Alıntı:
T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/1474
Karar: 2005/4654
Karar Tarihi: 08.03.2005

Dava : Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Haciz koyduran alacaklının taşınırı ( taşınmazı ) ihale ile satın alması ve kendisinden önce gelen başka alacaklı bulunmaması halinde, alacağı oranında satış bedelini ödemekten kaçınabileceği, "satış bedelini, alacağına mahsup edebileceği"; satışa çıkarılan taşınırı ( taşınmazın ) alacaklı tarafından alacağına mahsuben alınmak istemesi ve taşınır ( taşınmaz ) üzerinde alıcının yaptığı takip nedeniyle koydurduğu hacizden önce konulmuş, başka haciz bulunması halinde ileride sıra cetveli yapılması gerekeceğinden ve henüz sıra cetveli yapılmamış olduğundan, alacaklının alacağının ihale bedelini karşılayıp karşılamadığı saptanıp ve dolayısıyla alacaklı aleyhine fark doğduğu tespit edilmeden ve alıcıdan önce haciz koyduran 3. kişilerin alacaklarının miktarlarının ne olduğu dahi belirlenmeden alıcı alacaklıya ihale bedelini yatırılması için süre verilmesi yönündeki icra müdürlüğü kararı doğru değildir. O halde mahkemece bu açıklamalar doğrultusunda inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile ve yazılı gerekçe ile şikayetin reddi isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve H.U.M.K.'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 08.03.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.

Alıntı:
T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2003/22304
Karar: 2003/24735
Karar Tarihi: 15.12.2003

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mercii kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlular vekilince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Borçlular hakkında düzenlenen takip talepnamesinde leasing sözleşmesine dayalı olarak genel haciz yolu ile takip yapılmıştır. Borçluların 12.6.2003 tarihli şikayet dilekçelerinde <takip konusu borcun ipotekle temin edildiğini ve İİK'nun 45. maddesine göre, ancak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılabileceğini, bu nedenle takibin iptalini> istemişlerdir. İİK'nun 45. maddesi buyurucu nitelikte bir hükümdür. Bu nedenle, bu yöne dayalı şikayetler süreye tabi değildir. Borçluların şikayetlerinin niteliği göz önüne alınarak merciice işin esasının incelenmesi gerekir. Duruşma açılarak ve talepnamede <tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla> ilişkin bir kayıt da bulunmadığı göz önüne alınarak, taraflar arasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile bir takip bulunup bulunmadığı, varsa takip edilen alacağın limit dışında kalan kısmına ait bulunup bulunmadığı saptanıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, borçluların itirazlarının süreye tabi olduğundan bahisle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

Sonuç: Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mercii kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 15.12.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.