Mesajı Okuyun
Old 09-01-2015, 10:01   #3
Orkun KAYA

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 1980/4-2329

K. 1983/699

T. 22.6.1983

• AVUKATLIK ÜCRETİNİN ÖDETİLMESİ ( Avukatla İş Sahibi Arasında Sözleşme Bulunmayan Hallerde Tarifeye Dayanılarak Karşı Tarafa Yükletilecek Avukatlık Ücretinin Avukata Ait Olduğu )

• SULH İLE SONUÇLANAN İŞLER ( Her İki Tarafın da Avukat Ücretlerinden Müteselsil Borçlu Sayılacaklarına Dair İlke Aynı Zamanda Tarife Uyarınca Hasma Yükletilecek Avukatlık Ücretinde de Uygulanacağı )

• VEKÂLET ÜCRETİ ( Sulh İle Sonuçlanan İşlerde Her İki Tarafın da Avukat Ücretlerinden Müteselsil Borçlu Sayılacaklarına Dair İlke Aynı Zamanda Tarife Uyarınca Hasma Yükletilecek Avukatlık Ücretinde de Uygulanması Gerektiği )

• FERAGAT ( Davanın Şeklen Feragatla Sonuçlanması Nedeniyle Mahkemece Bir Avukatlık Ücreti Takdir Edilip Hasma Yükletilmemiş İse de Bu Feragatin Aslında Sulhun Bir Şartı Olması Karşısında Davacılar Bu Avukatlık Ücretini de İsteyebilecekleri )

• MÜTESELSİL SORUMLULUK ( Sulh İle Sonuçlanan İşlerde Her İki Tarafın da Avukat Ücretlerinden Müteselsil Borçlu Sayılacaklarına Dair İlke Aynı Zamanda Tarife Uyarınca Hasma Yükletilecek Avukatlık Ücretinde de Uygulanması Gerektiği )

1136/m.163, 164, 165

1086/m.299, 300

ÖZET : Dava avukatlık ücretinin ödetilmesine ilişkindir. Avukatlık Kanununun 164. maddesinin son fıkrası hükmüne göre avukatla iş sahibi arasında sözleşme bulunmayan hallerde Tarifeye dayanılarak karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücreti de avukata aittir. Aynı Kanunun sulh ile sonuçlanan işlerde her iki tarafın da avukat ücretlerinden müteselsil borçlu sayılacaklarına dair ilkenin yalnız avukatın takip ettiği işten ötürü iş sahibinin isteyeceği vekâlet ücreti hakkında değil, aynı zamanda tarife uyarınca hasma yükletilecek avukatlık ücretinde de uygulanması gerekmektedir. Bu davaya konu olan işte takip edilen davanın şeklen feragatla sonuçlanması nedeniyle mahkemece bir avukatlık ücreti takdir edilip hasma yükletilmemiş ise de bu feragatin aslında sulhun bir şartı olması karşısında davacılar bu avukatlık ücretini de istemekte haklıdırlar.

DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; .. Asliye 1. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 26.12.1978 gün ve 1977/714-863 sayılı kararın incelenmesi davalılar tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 8.6.1979 gün ve 1979/3575-7660 sayılı ilamı ile;

( ... Davacı avukatlar, davalı Helsan Helva Sanayii Ticaret Limited Şirketinin vekili olarak diğer davalı Sümerbank Ordu Soya Sanayii Müessesesi aleyhine, Ordu, 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1975/94 esasında kayıtlı dava ile 1.281.399.60 TL. tazminatın tahsilini istediklerini ancak davalı Limited Şirket temsilcisinin sulhe dayalı olarak davadan feragat ettiğini ve bu nedenlerle 171.000 TL. vekâlet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsilini istemişlerdir.

Mahkeme, 82.455.96 TL. vekalet ücretinin her iki davalıdan müteselsilen tahsiline ve bakiye 86.911.83 TL. ücreti vekâleti de davalı Helsan Helva Sanayi Limited Şirketinden faiziyle birlikte tahsiline karar vermiştir. Davanın dayanağı olan davacı avukatlarla davalı Helsan Helva Sanayi Ticaret Limited Şirketi arasında yapılan 22.1.1975 tarihli sözleşmede, dilekçede belirtilen davada kazanılan tazminatın %10 unun avukatlık ücreti olarak davacılara ait olacağı ve davanın kaybedilmesi halinde de 40000 TL. ödeneceği ayrıca malı hemen mi hükmedeceği avukatlık ücretinin de davacılara verileceği yazılıdır,

... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1975/94 lisas sayılı davası ise Davalı Helsan Helva Sanayii Limited Şirketi temsilcisinin 3.7.1975 tarihli olup anılan mahkemeye verilen dilekçesiyle davalı Sümerbank Ordu Soya Sanayii Müessesesi ile anlatarak davadan vazgeçtiğini belirtmesi üzerine 2.7.1975 tarihli ( 3 ). celsede davanın reddine karar verilmek suretiyle sonuçlanmıştır.

Yukarıda açıklandığı üzere ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesindeki 1975-94 Esas sayılı dava sulhe dayalı olarak reddedilmiştir. O halde ücreti vekalet sözleşmesi uyarınca davacılar ancak, davalılardan davanın reddi halindeki 40000 TL. ücreti almaya hak kazanmışlardır.

1136 sayılı Avukatlık Kanununun 165. maddesine göre her iki davalı dava Sulh nedeniyle red ile sonuçlandığında bu miktar avukatlık ücretinden müteselsilen sorumludurlar.

1136 Sayılı Avukatlık Kanununun 164. maddesinde, avukatlık ücret sözleşmesinin kural olarak belli bir miktarı kapsaması gerekliği ve dava konusu ulan mal, alacak veya hakkın bir kısmının aynen avukata ait olacağı ve böylece avukatın taraflardan biriymiş gibi dava konusuna ortaklığım kapsayan ücret söyleşmelerinin batıl olduğu ve davada gösterilen başarıya göre değişmek ve %25'i aşmamak üzere dava olunan veya hükmolunacak şeyin değerinin belli bir yüzdesi avukatlık ücreti olarak kararlaştırılabileceği kabul edilmiştir.

Davacılarla davalı Limited Şirket arasında yapılan 2.7.1975 tarihli ücret sözleşmesinde davanın bozulması halinde 1975/94 sayılı dosyadaki müddeabihin %10 vekalet ücreti olarak ödeneceğine dair olan kısım; Avukatlık Kanunu'nun 164/3. fıkrasına göre davada gösterilen başarıya göre değişmediği ve kısmen kayıp halindeki durumu kapsamadığı ve dava olunan tazminatın %10 nun avukatlara ait olacağı ve böylece avukatların taraftardan biriymiş gibi dava konusu tazminata doğrudan doğruya ortaklığını içerdiği için geçersiz sayılmalıdır. Bu halde aynı Kanunun 163 /Son. Fıkrası hükmünün yani avukatlık asgari ücret tarifesinin tatbiki gereklidir. Ancak dava kazanılmamış ve kaybedilmiştir. Aynca Ordu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin anılan 1975/94 esas sayılı dava dosyasında sulhe dayalı feragat olmasaydı davacıların sözü edilen davayı kazanacakları da belli değildir. Varsayıma dayanarak Avukatlık Kanununun 164 /Son fıkrası uyarınca karşı tarafa yüklenecek avukatlık ücretinin de davalılardan tahsiline karar verilmesini düşünmek kanunun kuruluş amacına aykırıdır.

O halde özetleyecek olursak, anılan dava sulhe dayalı olarak reddedildiğine ve sözleşmede red halinde belli bir ücret kararlaştırıldığına göre kararlaştırılan 40000 TL ücreti vekâletin ber iki davalıdan müteselsildi tahsiline karar verilmesi gerekli iken fazla ücreti vekâlete hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır... ),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevirmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : 1- Dava avukatlık ücretinin ödetilmesine ilişkindir. Davacı avukatlar davalı Limited Şirketin vekili olarak diğer davalı Sümerbank Müessesesi aleyhine açmış bulunduktan davada iki taraf arasında gerçekleşen sulh gereğince davacının feragat beyanında bulunması ile davanın reddine karar verildiğini ileri sürerek hak kazanmış oldukları gerek ( davalı Limited Şirketle olan vekâlet ilişkisinden ötürü yazılı ücret sözleşmesi gereğince hesapladıkları vekâlet ücretinin ), gerekse ( dava olunan üzerinden hasma yükletilecek ve asgari ücret tarifesi üzerinden hesaplanacak avukatlık ücretinin ) her iki davalıdan müteselsilen alınmasını istemişlerdir. Gerçekten, Avukatlık Kanununun 165. maddesi hükmüne göre Sulh ile sonuçlanan işlerde her iki taraf avukat ücretinin ödenmesi konusunda müteselsilen borçlu sayılırlar. Her ne kadar davalılar arasındaki tazminat davası görülürken davacı avukatlarının mazeretleri nedeniyle duruşmanın başka bir güne bırakılmasını istedikleri son oturuma gelen Limited Şirket temsilcisinin davadan feragat ettiğini bildirmesi üzerine Ordu Asliye 1. Hukuk Mahkemesince davanın feragat sebebiyle reddine karar verilmişse de aslında anılan şirketin hakkından vazgeçmediği, hasmı ile anlaşıp Sulh olduğunu ve bu sulhun bir şartı olarak açılmış bulunan davadan feragat ettiği Yenimahalle Asliye 1. Hukuk Mahkemesine daha önce yatırmış olduğu teminatın geri verilmesi için vermiş bulunduğu 3.7.1975 günlü dilekçesindeki sözlerinden açıkça anlaşılmaktadır. Esasen mahkemece de Limited Şirketin hakkından feragat etmediği, aksine hasmı ile Sulh olup bu sulhun gereği olarak davadan feragat ettiğini bildirdiği benimsenerek hüküm ona göre kurulmuş ve davalı Sümerbank Müessesesinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları Özel Dairece de reddedilmiş olduğuna göre, artık ortada sulh olmayıp kayıtsız bir feragat bulunduğunun ileri sürülmesine hukuken olanak kalmamıştır.

2- Mahkemece davalı Limited Şirket hakkındaki dava aynen kabul edilmiş ancak HUMK'un 299. maddesi hükmünce ücret sözleşmesi üçüncü kişi durumunda bulunan diğer davalı Sümerbank Müessesesini bağlamayacağından bu davalıdan dava olunan alacağın tutarı üzerinden Asgari Tarifeye göre hesaplanan vekâlet ücreti 41.227.98 TL. ile yine aynı miktar üzerinden aynı şekilde hesaplanan ve yargılama giderleri olarak hasma yükletilecek olan avukatlık ücretinin alınmasına karar verilmiştir. Her iki davalının temyizi üzerine karar yukarıda gösterilen nedenlerle bozulmuş, mahkemece verilen direnme kararı ise bu defa davalılardan yalnız Sümerbank Müessesesi tarafından temyiz edilmiştir.

Görüldüğü gibi, davacı avukatlar ile müvekkil davalı Limited Şirket arasındaki yazılı ücret sözleşmesinin diğer davalı Sümerbank Müessesesini bağlamayacağını kabul eden mahkemenin bu davalıyı ücretle müteselsilen sorumlu tutarken sözleşme hükümlerine dayanmayıp Asgari Tarifeyi uygulayarak vermiş olduğu kararı davacılar temyiz etmemişlerdir. Bu durumda artık HUMK'un 299 ve 300. maddeleri uyarınca ücret sözleşmesindeki miktarın davalı Sümerbank Müessesesine karşı muteber sayılıp sayılamayacağı hususunun ve özellikle de direnme kararının davalı Limited Şirket tarafından temyiz edilmemiş olması karşısında ücret sözleşmesinin geçerli olup olmadığı yönünün tartışılmasına gerek kalmamıştır. O halde, bu davaya konu edilen vekâlet ücreti alacağından davalı Sümerbank Müessesesinin kovuşturulan davaya konu tazminat alacağının miktarı üzerinden Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 41.227.98 TL. ile müteselsilen sorumlu tutulmuş olması doğrudur, ve bu yöne ilişkin temyiz itirazları reddedilmelidir.

3- Kovuşturulan davada hasma yükletilmesi gereken avukatlık ücreti isteğine gelince: Avukatlık Kanununun 164. maddesinin son fıkrası hükmüne göre avukatla iş sahibi arasında sözleşme bulunmayan hallerde Tarifeye dayanılarak karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücreti de avukata aittir. Aynı Kanunun sulh ile sonuçlanan işlerde her iki tarafın da avukat ücretlerinden müteselsil borçlu sayılacaklarına dair ilkenin yalnız avukatın takip ettiği işten ötürü iş sahibinin isteyeceği vekâlet ücreti hakkında değil, aynı zamanda tarife uyarınca hasma yükletilecek avukatlık ücretinde de uygulanması gerekmektedir. Bu davaya konu olan işte takip edilen davanın şeklen feragatla sonuçlanması nedeniyle mahkemece bir avukatlık ücreti takdir edilip hasma yükletilmemiş ise de bu feragatin aslında sulhun bir şartı olması karşısında davacılar bu avukatlık ücretini de istemekte haklıdırlar. O halde, bu yönden yapılacak iş, kovuşturulan davanın taraflarının defter tutmakla yükümlü tacir bulundukları gözetilerek bu konuda gerekli inceleme yapılıp onların ne miktar üzerinden sulh oldukları tespit edildikten sonra bu sulh mahkeme önünde gerçekleşmiş olsaydı neye hükmedilecek idiyse hükmolunacak miktar üzerinden Asgari Tarife uyarınca takdir edilip hasma yükletilecek olan avukatlık ücretinden davalı Sümerbank Müessesesini de müteselsilen sorumlu tutmaktan ibarettir. Mahkemece bu yön gözetilmeyerek anılan davalının takip olunan davaya konu alacağın tümü üzerinden hesaplanan 41.227.98 TL. avukatlık ücreti ile sorumlu tutulmuş olması bozmayı gerektirir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1- Temyiz olunan kararın 3. bentte gösterilen nedenle bozulmasına,

2- Davalı vekilinin öteki temyiz itirazlarının 1. ve 2. bentlerde gösterilen nedenle reddine ve hükmün bu bölümünün onanmasına, 22.06.1983 gününde oybirliği ile karar verildi.