Mesajı Okuyun
Old 07-10-2006, 16:17   #9
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Can DOĞANEL
Sn. Balku'nun sunduğu 3. daire kararında vekalet ücreti alacağı haricen tahsil edilmiş, ancak daha sonra bu alacağa karar tarihinden itibaren faiz de işletilmeliydi denilerek ek bir talepte bulunulmuş. Burada herhalde vekalet ücretleri haricen tahsil edilirken bir itiraz şerhi düşülse idi karar tarihinden itibaren faiz isteyebilirdi. Ancak mahkeme yazı ile ayrıca talep ettiği tarihten itibaren hükmetmiş. Öte yandan taraflara tebliğ edilen ilam zaten borçluyu mütemerrit kılmaya yeten bir belgedir. Ancak Sn. Suat Ergin'in belirttiği kira tespit ilamlarının özelliği kesinleşmeksizin takibe konulamaması. Peki diğer kesinleşmeksizin takibe konulamayan ilamlarda durum nedir. Tapu iptali vs. gibi ayni haklara ilişkin olabilir. Bunlara ilişkin tereddüdüm var, taradığım kararlarda özellikle kararların kesinleşmeksizin icraya konulabilecek türden olduğu vurgusu yapılıyor. Bunlarda mümkün olduğuna bir şüphe yok.. Ancak kesinleşmeksizin icraya konulamayan kararlar için de karar tarihinden itibaren faiz talep edilebiliyor mu?

Sayın Av.Can Doğanel,

Sizin tereddütünüz benim cevabımda bıraktığım eksikliği gidermemi sağlayacak. Soruda ne tür bir ilamdan söz edildiği belli değildi. Ben de ezbere, en çok karşılaştığımız davalardan kira tespitini örnek göstererek, ama "örneğin" demeden yazınca; diğer bütün ilamlarda karar tarihinden itibaren faiz yürütülebileceği şeklinde bir anlam çıkmaktaydı. Oysa yakın zamanda bir ipoteğin fekki davasına ilişkin ilamdaki vekalet ücreti, icra takibine konu edilince kesinleşmediği için iptal ettirmiştik. Bu anlamda size teşekkür ederim.

Hangi ilamların kesinleşmesi gerektiğine ilişkin Yargıtay kararını ekliyorum.Yeterli olur sanıyorum.

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 1988/6107
K. 1989/1804
T. 13.2.1989
• NAFAKAYA İLİŞKİN İLAMLAR ( İcra İçin Kesinleşme Şartı Aranmaması )
• İLAMIN İCRASI İÇİN KESİNLEŞME ŞARTI ARANAN DURUMLAR ( Gayrimenkulün Aynına ve Aile ve Şahsın Hukukuna Dair Hükümler ve Asıl Talebe Bağlı Sair İstekler )
• BOŞANMAYA DAİR İLAMDA NAFAKANIN KESİLMESİNE KARAR VERİLMİŞ OLMASI ( İlam Kesinleşmedikçe Kesilme Hükmünün İcra Olunamaması )
• AVUKATLIK ÜCRETİ VE YARGILAMA GİDERLERİ ( Kesinleşmedikçe İcra Olunamayan İlamlardaki )
1086/m.443
ÖZET : Gayrimenkulün aynına ve buna ilişkin ayni haklara, aile ve şahsın hukukuna ilişkin hükümler kesinleşmedikçe infaz istenemez.

DAVA : Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine; bu işle ilgili dosya mahalinden daireye 27.5.1988 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : HUMK. nun 443. maddesine göre, gayrimenkulün aynına ve buna ilişkin ayni haklara, aile ve şahsın hukukuna dair hükümler kesinleşmedikçe infaz istenemez. Bu nevi davalar sonucunda, asıl talebe bağlı olarak kurulmuş sair isteklerin de aynı hukuki akibet ve rejime tabi olması zorunludur.

Taraflar arasında mülkiyeti ihtilaflı gayrimenkule vaki müdahalenin önlenmesi ile birlikte o gayrimenkulün haksız olarak el konulmasının sabit görülmesi nedeni ile hükmolunan maddi tazminat ya da ecrimisile ilişkin ilam bölümü dahil olmak üzere, avukatlık ücreti, yargılama gideri istekleri, ait oldukları ilam kesinleşmedikçe HUMK. nun 443. maddesi uyarınca, takibe konu olamaz.

Keza, boşanma, babalığa hükmedilmesi gibi dilekçelerle açılmış davalarda; davanın haklı görülmesi üzerine talep dairesinde hükmolunan maddi veya manevi tazminatlar, bunların eklentilerini teşkil eden yargılama gideri ve avukatlık ücreti de, asla sıkı sıkıya bağlı olmaları hasebiyle, boşanma veya babalığa hükmedilmesi ve davalının haksız görülerek sorumlu tutulması sebebiyle ortaya çıktığı için, bu nevi ilamlar usulen kesinleşmedikçe takibe konu edilemez.

Nafakaya dair ilam bu rejim dışında bırakılmıştır, kesinleşme aranmaz. Ancak, boşanmaya dair ilamda nafakanın kesilmesine karar verilmiş ise, bu ilam kesinleşmedikçe kesilme hükmü icra olunamaz.

Olayda, takibin dayanağı ilamın kesinleştiğine dair şerh mevcut değildir. Babalığa hükmedilmiş, ayrıca evlenme vaadi gerçekleşmediğinden ötürü manevi tazminat ve nafaka isteği ilama bağlanmıştır.

Manevi tazminat; babalık davasının kabulü sebebiyle nazara alınmış olup davanın aslına sıkı sıkıya bağlıdır. Babalık hükmü kesinleşmedikçe eklenti durumundaki manevi tazminat ve bunun faizi, avukatlık ücreti, yargılama gideri yönünden takip açılmasına, HUMK. nun 443. maddesi, hükmü müsait değildir.

Merci kararı, nafaka alacağı bölümü yönünden yerinde ise de, diğer alacak iddia ve kalemleri bakımından dahi isteğin reddine karar verilmesi isabetsizidir.

SONUÇ : Açıklanan durum karşısında; borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, temyiz olunan merci kararının İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 13.2.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Sizin sorunuza gelince...Yukarıda kararda sayılan ilamlar kesinleşmedikçe infaz olunamayacağına göre, paraya ilişkin talepler de muaccel olmayacaktır. Dolayısıyla kesinleşmeden itibaren faiz istenilmelidir.

Vekalet ücretine faiz işletilmesi için ihtara gerek olduğunu iddia eden üyelere katılmıyorum.İddia ettikleri gibi olsaydı; örneğin bir tazminat davasına ilişkin ilam için de(Asıl alacak)ilamdan sonra bir de ihtarname keşide etmek gerekecekti. Vekalet ücreti ve diğer yargılama gideri asıl alacağın eklentileridir. Asıl alacak için, kesinleşmeden ilamlı takip yapılabiliyorsa, eklentiler için de yapılır. Yapılan ilamlı takipte, asıl alacak için karar tarihinden itibaren faiz istenebiliyorsa(Kararda, dava tarihinden veya olay tarihinden denilmemişse)eklentiler için de karar tarihinden itibaren faiz yürütülebilmelidir. 3. Daire kararına ilişkin yaptığı açıklamada Sayın kağanulaş'a katılıyorum.

Saygılarımla