Mesajı Okuyun
Old 17-02-2009, 00:45   #3
Av.Yahya Demirel

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,
Kambiyo senetlerinde hamil kısmi ödemeyi reddedemez (TTK 621/2),
Kısmi ödeme halinde muhatap bu ödemenin poliçe üzerine işaret edilmesini ve kendisine bir makbuz verilmesini isteyebilir. (TTK 621/3)
Aşağıda sunacağım iki adet Yargıtay kararını incelemenizi öneririm.
Kısmi ödemelerin kurşun kalemle yazılmış olması sanırım işinizi zorlaştırıyor.
Saygılarımla

T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ
Esas : 2003/121 Karar : 2003/5738 Tarih : 02.06.2003

ÖZET : Türk Ticaret Kanunu´nun 690. maddesi yollamasıyla aynı Yasa´nın 621. maddesi hükmüne göre, kısmi ödeme halinde keşidecinin, bu ödemenin bono üzerine işaret edilmesini ve kendisine bir makbuz verilmesini istemesi gerekir. Dava konusu olayda ise, bononun arka yüzüne kurşun kalemle bazı rakamlar yazılmış ve daha sonra da silinmiştir. Yapılan ödemenin her zaman silinmesi mümkün olan kurşun kalemle bono arkasına yazılması hayatın olağan akışına ve yasa hükmüne uygun değildir.

(6762 s. TTK. m. 621, 690)

KARAR METNİ :
Taraflar arasında görülen davada Hayrabolu Sulh Hukuk Mahkemesi´nce verilen 29.08.2002 tarih ve 2000/404-2002/453 sayılı kararın Yargıtay´ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ayşe Altun tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, davalı tarafından müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yapıldığını, takibe konu bonodan dolayı müvekkilinin 250.000.000 TL. borcu bulunmasına rağmen icra tehdidi altında olması nedeniyle 648.000.000 TL. ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek, fazla ödenen 398.000.000 TL.nın faiziyle birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, icra takibine konu bononun 1.250.000.000 TL.nın ödendiği iddiasının doğru olmadığını, kalan borç üzerinden icra takibi yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davaya konu senedin arkasında pulların altında yazılı bulunan senetle ilgili ödeme yapıldığını gösteren silik kurşun kalem yazısının olması üzerine, bu durumun yazılı delil başlangıcı sayılacağı ve bu hususta tanık dinlenilebileceği, tanık beyanlarına göre senetle yazılı borcun 1.250.000.000 TL.nın davacı tarafça davalıya ödendiği, bu durumun kurşun kalemle hafif silik halde senet arkasında da yazılı olduğu gerekçesiyle, 398.000.000 TL.nın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.

Davacı vekili, müvekkilinin keşidecisi olduğu bonodan dolayı borcun kısmen ödendiğini, buna rağmen icra tehdidi altında bono hamili olan davalıya fazla para ödendiğini ileri sürerek, fazla ödenen bedelin istirdadını istemiştir.

Adli Tıp Kurumu Fizik/Grafoloji Dairesi´nin 11.06.2001 tarihli raporunda da açıklandığı üzere, dava konusu bononun arkasında kurşun kalemle bazı rakamlar yazıldığı ve bunun da silindiği görülmektedir. Türk Ticaret Kanunu´nun 690.maddesi yollamasıyla aynı Yasa´nın 621.maddesi hükmüne göre, kısmi ödeme halinde keşidecinin, bu ödemenin bono üzerine işaret edilmesini ve kendisine bir makbuz verilmesini istemesi gerekir. Dava konusu olayda ise, bononun arka yüzüne kurşun kalemle bazı rakamlar yazılmış ve daha sonra da silinmiştir. Yapılan ödemenin her zaman silinmesi mümkün olan kurşun kalemle bono arkasına yazılması hayatın olağan akışına ve yasa hükmüne uygun değildir. Bu konuda dinlenilen davacı tanığı Salih Y. ise, davacının oğlu olup, beyanının davalı aleyhinde yorumlanması isabetsizdir.

Öte yandan, davalı vekili, bononun icra takibine konu edilmesi için kendisine getirildiğinde bono arkasında herhangi bir yazı olmadığını ifade ederek, davacı iddialarını reddetmiştir. HUMK.nun 292.maddesi hükmüne göre, bir belgenin yazılı delil başlangıcı sayılabilmesi ve bu nedenle tanık dinlenebilmesi için, belgedeki yazıların davalı eli ürünü olması gerekmektedir. Bono arkasında yer alan rakamların da kısmi ödeme ve yazılı delil başlangıcı olduğunu kabul edebilmek için, bono aslının keşideci değil, lehdar elinde bulunması ve rakamların davalı tarafından yazıldığının kanıtlanması gerekir. Somut olayda ise, davalı tarafından 31.07.2000 günü davacı aleyhinde yapılan icra takibinden sonra alacaklı vekilinin talebi üzerine dosyanın işlemden kaldırıldığı ve 10.08.2000 tarihinde bono aslının takip borçlusu olan davacıya teslim edildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. İşbu dava ise, 29.08.2000 tarihinde açılmıştır. Görüldüğü üzere davaya konu bono, 10.08.2000 tarihinden önce davalı hakimiyetinde olup, bu tarihten sonra davacı eline geçmiştir. Arkasındaki rakamların bononun kimin elindeyken ve ne zaman yazıldığı belli değildir.

Mahkemece, tüm bu hususlar ve dosyadaki tüm deliller değerlendirilerek, karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın kabulü doğru görülmemiş, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 02.06.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


T.C. YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ
E. 1999/7164 K. 2000/798 T. 10.2.2000

• KISMİ ÖDEME ( Çek Üzerine Yazılabilmesi ve Yazılanın Karalanması Halinde İspat Külfeti )
• ÇEK ARKASINDAKİ MEBLAĞIN HAMİL TARAFINDAN KARALANMASI ( Gerçek Bir Ödemeyi Yansıtmadığı İddiasının İspatı )
• İSPAT KÜLFETİ ( Çek Arkasındaki Karalanmış Meblağın Kısmi Ödemeyi Yansıtmadığı İddiası )
6762/m.621,730
ÖZET : Hamil kısmi ödemeyi reddedemez. Kısmi ödeme yapılması halinde, muhatap kendisine makbuz verilmesi veya ödemenin poliçe ( çek ) üzerine yazılmasını isteyebilir. Çek arkasına yazılıp sonradan hamil tarafından karalanan meblağın gerçek bir ödemeyi yansıtmadığının, hamil tarafından usulen kanıtlanması gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki menfi tsbit davasının yapılan yargılmaası sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelk olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR : Davacı vekili, davalının Orhan isimli çizerin umumi vekili ve resimlerinin pazarlanması hususunda yetkilisi olduğunu, davacının adı geçen çizere yaptırdığı resimlerin telif hakkı olarak davalıya 1.250.000.000-TL tutarında çek verdiğini, üzerinde keşide tarihi olmayan bu çekin davalıya yapılacak ödemelere teminat teşkil etmek üzere düzenlendiğini, ödemeler yapıldıkça çekin arkasına yazılacağını ve yapılan 800.000.000.-TL tutarındaki ödemenin çekin arkasına yazıldığını, davacının 450.000.000.-TL bakiyeyi ödemek isteğinde davalıya aralarında anlaşmazlık çıkması üzerine çek arkasındaki yazının karalanarak icra takibine konulduğu ileri sürülerek davalıya 800.000.000.- TL borçlu olmadıklarının tesbitiyle %40 inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, söz konusu çekin teminat çeki olmadığını, davalıya verilen borca karşılık düzenlenen çek olduğunu ve ibraz müddeti içinde 800.000.000.-TL ödeme yapılarak kalanı için yeni bir evrak düzenlenmesi teklif edildiğini, bunun üzerine çekin arkasına 800.000.000.-TL'nın alındığının yazıldığı davalıya bu miktar için tediye makbuzu imzalatıldığını, anlaşma gerçekleşmeyince 800.000.000.-TL'lık makbuzun geri alındığını ve çekin arkasındaki ödemeyle ilgili şerhin karalandığını, davalının yaptığı kısmi ödeme olmadığından davanın reddi gerektiğini savunarak %40 tazminatın davacıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece, davacı ibraz ettiği tediye makbuzlarıyla çeke mahsubeleri ödeme yapıldığını ispatlamayamamış olmakla davanın reddine, itiraz edilen asıl alacak üzerinden %40 inkar tazminatının davacıdan tahsiline kaar verilmiş hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

TTK'nun 730. maddesi yollamasıyla çeklerde de uygulanması gereken aynı Yasanın 621/3. maddesinde hamilin kısmi ödemeyi reddedemeyeceği ve kısmi ödeme yapılması halinde kendisine makbuz verilmesini veya ödemenin police ( çek ) üzerine yazılmasını isteyebileceği öngörülmüştür. Somut olayda çek arkasına yazılmış olan ve daha sonra davalı tarafından karalandığı anlaşılan 800.000.000.- TL tutarındaki meblağın gerçek bir ödemeyi yansıtmadığının davalı hamil tarafından usulen kanıtlanması gerekir. Mahkemece bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün ( BOZULMASINA ), peşin harcın istek halinde iadesine, 10.2.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.