Mesajı Okuyun
Old 23-04-2002, 19:19   #9
zafert

 
Varsayılan

Tartışma konumuzun sınırlarını kendi açımdan tekrar belirleyerek nacizane fikirlerimi belirtmek istiyorum.

Tartışmaya katılma noktam avukatlık ruhsatnamesine sahip üniversite öğretim görevlilerinin aynı anda hemde avukatlık hemde diğer mesleklerini ifa etmelerinde herhangi bir yarar yada sakınca bulunup bulunmadığıdır.Yoksa özürlü avukatların bir avukatlık ortaklığına ortak olarak fikri anlamda mesleklerini yapmalarında bence hiç bir sakınca yoktur.Zaten başlarını örttükleri için duruşmalara alınmayan avukatlarda bir yerde özürlü avukatlar gibi mesleklerine bu şekilde devam etmektedirler.Benim tartışmaya katılma noktamda yukarıda belirtiğim gibi burası değildir.

Saygıdeğer hukukçuların aynı anda iki mesleğide ifa etmelerinin avukatlık mesleğinin statüsü gereği böyle bir tehlike olmasa bile öğretim görevlisi sıfatlarının saygınlığı açısından bir takım sakıncalar doğurabileceği kanaatindeyim.

Şöyle ki;Belli bir hukuk dalında uzmanlaşmış o konuda ders olarak okutulan pek çok kitabı olan hukuk profesörünün Av. sıfatıyla aldığı bir davada(bu katılım fikri anlamda bile olsa) davacı tarafın iddaalarını davacı vekili olarak dile getirdiğini ve dava açtığını düşünelim.Davalı vekili avukatta davacı vekili profesörün dava dilekçesine verdiği cevap lahiyasında,aslında davacı vekili hukuk profesörünün şimdiye kadar öğretim görevlisi sıfatıyla yazdığı bütün kitaplarında davacı vekili olarak ileri sürdüğü hukuki görüşlerin aksini savunduğunu ve yazmış olduğu kitaplardaki ileri sürdüğü hukuki görüşlerin bu davanın reddedilmesi için yeter bir sebeb olduğunu mahkemeye savunma olarak verdiğinde durum ne olacaktır?Bir hukuk adamının farklı şapkalar altında dahi olsa kendi kendisiyle tenakuza düşmüş olması orda prof kimliği geçerlidir burda davacı vekilidir diyerek kolayca açıklanabilir mi?

Böyle bir durumda Avukatlık mesleğinin herhangi bir sıkıntı yaşaması söz konusu olamaz çünkü avukatın yapması gerken müvekkili %100 haksız bile olsa onu en iyi şekilde savunmaktır.Davacı vekili profesörün yaptığı savunmayı başka bir avukat yapmış olsa böyle bir sıkıntı gündeme bile gelmeyecektir.Hatta bu prof. şapkası olamayan davacı vekili davalı vekilinin savunmasına karşı davacı vekili profesörün görüşlerini kıyasıya eleştirdiği aynı konuda uzman bir başka hukuk profesörünün görüşleriyle kolaylıkla karşılık verebilecekken aynı kolaylık davacı vekili prof. için de acaba geçerlimidir?Davacı vekili sıfatıyla bu görüşlere dayanmasa belki müvekkilinin davayı kaybetmesine sebebiyet verecek yıllardır defaatla görüşlerine katılmadığını belirtiği diğer hukuk profesörünün görüşlerine dayanası halinde ise akademik saygınlığına şüphe ile bakılmayacakmıdır?Bu tam bir yukarı tükürsem bıyık aşağı tükürsem sakal olayı olmaz mı?

En nihayetinde olaya dışarıdan bakan hukuk nosyonu olmayan herhangi bir kişinin''Yazık koskoca profesör para (vekalet ücreti) için ne hallere düştü.'' demesi olasılığı hiç yokmudur?

Bu konuyla ilgili olarak son olarak devlet hastanesinde çalışan doktora dışarıda muayenehane açma izni verilmesiyle hukuk profesörüne avukatlık yapma izni verilmesin kıyaslanmasının pek
doğru olmayacağını düşünüyorum.Her meslek grubunun kendine özgü şartları vardır ve bu şartlar çerçevesinde değerlendirme yapılması bizi daha sağlıklı sonuçlara ulaştırır kanaatindeyim.Bu tartışmada elma ile armutu karşılaştırıp,kıyaslayarak yanlış yargılara varabiliriz.

Av.Zafer Taşpınar/İstanbul Barosu