Mesajı Okuyun
Old 01-05-2003, 21:16   #210
şenay

 
Varsayılan

Değerli Dostlar;

Bugün sabah herzamankinden erken kalkıp yola çıkmıştım. İçim kıpır kıpırdı, hava kanımı kaynatıyordu. Ofiste yığınla iş ve bir önceki günden bir türlü denkleştiremediğim bütçe vardı, kararlıydım bugün kesin denkleştirip raporumu yazacaktım.Yol boyunca şarkılar söyleyerek vardım işe. Ofiste arkadaşlar birşeylerden bahsediyordu,ne oldu diye sorduğumda depremi öğrendim. Doğma büyüme Gölcüklü olduğum ve 17 Ağustos' u yaşamış biri olarak 3 yıldır, unutmaya çalıştığımız, sanki sözleşmiş gibi hiç konusunu açmadığımız "deprem" yine karşımızdaydı.Birden bir şimşek gibi o kara günler geldi aklıma....

Sıcak ve güzel bir Ağustos akşamı, gençliğimizin geçmiş olduğu o unutulmaz eşsiz sahil kasabası Değirmendere yine cıvıl cıvıldı...
Saat gece yarısı; tüm güzellikler elimizden sevdiklerimizi de yanına alarak 45 saniyede uçup gitti.
Gün ışımaya başladığında ise daha acı gerçekler bekliyordu bizi.
Alevler, çığlıklar,yıkıntılar ve kulaklarımdan asla gitmeyen o ses "kimse var mı?"
Aranızda yaşamış olanlar muhakkak vardır. Bir şehrin başıboşluğu, karmaşası, ceset kokusu,harabeleri....
Deliler gibi başıboş, kendimizi bilemeden koşuşturuyoruz ortalıkta
kimler yaşıyordu? aklımdaki tek soru buydu. Dostlarımın, akrabalarımın evlerini kontrol ediyordum, bazıları yıkıntı halindeydi. Yaşıyor olduğunu öğrenmek bir insanın mutluluk veriyordu bize.
Zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz çünkü o bile durmuştu.. Artık tanıdığımız tanımadığımız insanlarla aramızda geçen diyolog bir cümleydi. "Sizden kaç kişi öldü?" Ölümü nasıl da benimsemiştik.En acı bekleyişleri yaşıyorduk, bir enkazın başını bekliyor ve bir soluğu ümitle arıyorduk.
Birde ölümden bile fayda sağlamaya çalışan insanlar vardı. Hırsızlar kol geziyordu, bir de organ mafyası. Göçükten sağ olarak çıkıp bir daha ulaşılamayan nice canlar gitti.
Tüm bu acıları, sizleri üzmek için yazmıyorum sadece bizim yaşadıklarımızı yaşamadan önlem almanız için bir uyarı yapmak, dikkatlerinizi çekmek istiyorum.
Zaman tekrar harekete geçtiğinde sanırım depremin 15. günü geçmişti. Yeni korku ateşleri yanmaya başlamıştı yüreklerimizde.. "Gelecek korkusu" şimdi ne olacaktı. Hayata tekrar başlamak sıfırdan ümitsizce, yapayalnız...

Oysa biliyorduk; Kocaeli'nin 1. derece deprem bölgesi olduğunu, büyük bir depremin beklendiğini... Niye bu kadar rahat ve sorumsuz davranmıştık. Neden yüksek apartmanlar dikmiş, onlarda yetmemiş denizi doldurup üzerine ev yapmıştık. Hangimizin deprem yönetmeliği hakkında bilgisi vardı.
Suçlu sadece bizlerdik! ve sorumsuzluğumuzun bedelini çok ağır ödedik.Gözümüzü para ve mal hırsı bürümüştü. Deniz kumundan apartmanlar dikip içlerine insanlar yerleştriyorduk. Geriye ne kaldı?.....

Şimdi bu kalıntı şehirde tekrar eski günlerimize dönmeye çalışıyoruz. Deprem fiziksel yıkıntının yanında en çok zararı ruhlarımıza vermişti. Ben eskiden denize aşıktım. Deniz görmezse gözlerim huzur bulamazdım. Şimdi küskünüm denize çok sevdiğim insanları yuttuğu için belki. 3 yıldır denize bakmadan yaşıyorum, ne kadar uzak yaşarsam o kadar huzurluyum. 3 yıldır denize bile girmiyorum. Yüksek katlı binalara girerken hala korkarım.
Ülkemiz bir deprem bölgesi ve aynı acıların tekrar tekrar yaşanmaması için birey olarak sorumluluklarımız var. Gerekli yasal önlemlerin hala alınmamış olması ve mevcut olanların da doğru uygulanmaması beni gerçekten ürkütüyor.
Birey olarak sizlerde lütfen yaşadığınız çevrenin deprem güvenliği konusunda duyarlı olun. Gerekli tüm önlemlerinizi alın.
Bingöl' de durum ne boyutta bilmiyorum. Duymaya yada görmeye cesaretim yok. Tek bildiğim ve beni yıkan öğrenci yurdunun çökmüş olması.
Orada insanların birçok şeye ihtiyacı olabilir. Sizleri elinizden geldiğince yardımcı olmaya davet ediyorum.
Tekrar aynı acıların yaşanmaması ümidiyle...
Sevgilerimle