Mesajı Okuyun
Old 24-01-2017, 11:09   #3
AV. COŞKUN ÖZBUDAK

 
Varsayılan

Sayın Dikici,
HMK'nın 363. maddesinde başvurunun Adalet Bakanlığı veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılabileceği belirtilmekte ise de, "kesinleşmiş bulunan kararın yürürlükteki hukuka aykırılığının" kimler tarafından ileri sürülebileceği hususunda bir belirtme bulunmamaktadır. Dolayısıyla, durumu Adalet Bakanlığına veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına iletme bakımından "taraf" olma sınırlaması bulunmamaktadır.
Kaldı ki, "Kanun yararına temyiz, yanlışlık tespit edilip daha sonra benzer işlemlerden kaçınmak için kabul edilen bir sistem" olup, "uygulamanın yurdun her yerinde aynı doğrultuda yapılmasını sağlamak amacıyla kararın Resmî Gazete’de yayımlanması" koşulu da dikkate alındığında, (kanun yararına temyiz başvurusu yapan) mahkemenin bu amaca katkı sağlamasının kamu yararına hizmet ettiği de açıktır.
Öte yandan ceza yargılamasında da Cumhuriyet savcısı, sanık, hakim, mahkeme, şikayetçi veya müdahil kanun yararına bozma yolunun kullanılması için Adalet Bakanlığına başvurabilmektedir.
HMK düzenlemesinde de mahkemenin Adalet Bakanlığını veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığını harekete geçirmesini engelleyecek bir hüküm bulunmamaktadır.
Hukuk ve ceza yargılamaları arasındaki usul farklılığı, her iki tür yargılama sonunda ulaşılan kesin hükmün bağlayıcılığı ve etkileri bakımından söz konusu değildir. Bu bakımdan, ceza mahkemesine tanınan yetkinin hukuk mahkemesine tanınmamış olduğu da söylenemez.
Saygılarımla