Mesajı Okuyun
Old 18-07-2010, 13:51   #5
Av. Taner BAŞ

 
Varsayılan

Islahın mümkün olmadığına ilişkin;

T.C.
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ


Esas No.
2008/10337
Karar No.
2009/2647
Tarihi
03.03.2009


İLGİLİ MEVZUAT
1086-HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU (HUMK)/429/83/87


KAVRAMLAR
ISLAH
MURİS MUVAZAASI
TAPU İPTALİ VE TESCİL
BOZMA KARARINDAN SONRA ISLAH YAPILAMAYACAĞI


ÖZET
DAVACI TARAFIN BOZMA KARARINDAN SONRA YAPMIŞ OLDUĞU ISLAHA DEĞER VERİLEMEYECEĞİ AÇIKTIR. NE VAR Kİ, MAHKEMECE, ANILAN KURAL GÖZ ARDI EDİLMEK SURETİYLE ISLAHLA ARTIRILAN DEĞER ÜZERİNDEN DAVACILARIN PAYI ORANINDA YAZILI OLDUĞU ÜZERE DAVANIN KABUL EDİLMİŞ OLMASI DOĞRU DEĞİLDİR


Taraflar arasında görülen davada;

Davacılar, ıslah dilekçesi ile miras bırakanları Teslime'nin kendilerinden mal kaçırmak amacıyla, 186, 238, 928 sayılı parsellerini oğlu olan davalıya temlik ettiğini, temliklerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, 928 ve 186 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptalini, 238 parsel sayılı taşınmaz yönünden, davalı tarafından tahsis edilen kamulaştırma bedelinden paylarına düşen 103.147.-YTL'nin tahsilini istemişlerdir.

Davalı, miras bırakanın davacılara da taşınmaz temlik ettiğini bildirip, davanın reddini savunmuştur.

Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, dairece; "928 sayılı parselin miras bırakanla ilgisi olmadığı, 186 sayılı parselde miras bırakanın temliki olmadığı, bu nedenle anılan parseller yönünden davanın reddedilmiş olmasının doğru olduğu, ancak 238 sayılı parsel yönünden mahkemece verilen kesin sürenin usulüne uygun olmadığı, bu nedenle tüm delillerin toplanarak ve taşınmazın kamulaştırıldığı da gözetilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı gereğince alacak isteğinin kabulüne karar verilmiştir."

Karar, davalı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 03.03.2009 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat A.S.U. ile temyiz edilen vs. vekili Avukat N.T. geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi A.S.Ç. tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal, tescil ve bedel isteğine ilişkin olup, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararı doğrultusunda işlem ifa edilerek, kamulaştırıldığı anlaşılan 238 parsel sayılı taşınmaz yönünden bedele hükmedilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

Ancak, davada kamulaştırıldığı anlaşılan 238 parsel sayılı taşınmaz bakımından dava dilekçesinde 3.500.- YTL istenilmiş, bu yöndeki talebin reddine dair yerel mahkeme kararının dairece bozulmasından sonra yapılan ıslah ile bedel artırıcı cihetine gidilmiş ve mahkemece ıslah gözetilerek bedel hüküm altına alınmıştır.

Gerçekten de, HUMK'nun 83 ve devam eden maddelerinde iki taraftan herbirinin usule dair olarak yaptığı muameleyi tamamen veya kısmen ıslah edebileceği hükmü öngörülmüştür.

Mahkemece, önceden kurulan karar, dairenin 29.01.2007 tarihli kararıyla bozulmuş ve bozma kararından sonra 07.11.2007 tarihinde dava değer bakımından ıslah edilmiştir.

Hemen belirtilmelidir ki; 04.02.1948 tarih 10/3 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay bozma kararından sonra ıslah yapılamayacağı tartışmasızdır.

O halde, davacı tarafın bozma kararından sonra yapmış olduğu ıslaha değer verilemeyeceği açıktır.

Ne var ki, mahkemece, anılan kural göz ardı edilmek suretiyle ıslahla artırılan değer üzerinden davacıların payı oranında yazılı olduğu üzere davanın kabul edilmiş olması doğru değildir.

SONUÇ : Hal böyle olunca; davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedene hasren HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.12.2008 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi'nin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 625.00.-TL duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 03.03.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.