Mesajı Okuyun
Old 20-03-2007, 16:53   #1
Av.Duygu Keleş

 
Varsayılan Bir Uçurumdur Hayat




Kıyısında dolaştığımız,dengemizi kaybettiğimiz anda tepe taklak yuvarlanacağımız,ayağımızın altından kayan toprak riskiyle yolun sonunu tamamlamaya çalıştığımız bir uçurum kenarıdır hayat….


Kimi zaman taşlar çıkar önümüze gidişimizi hızlandırır üstüne basar ve kolay geçeriz yolumuzdan,kimi zamansa istemeden takılırız.Kimi zaman toprak kayar altımızdan düşmeye başlarız.Bir dal,bir taş bulur tutunuruz.Ama o kadar ağırdır ki gövdemiz ve o kadar doludur ki içimiz belki tutunduğumuz o dal, o taş taşımayı reddeder bizi.Yavaş yavaş kopar bağlı olduğu yerden.Bizi uçurumun en dibine doğru düşmeye mahkum eder.

Zaten hayat uçurumdan düşmeye başladığımız anda başlar ve biz o zaman yaşadığımızı hissederiz.


Oysa o kadar derindir ki hayatımızın uçurumları.Düştüğümüz anlarda o kadar dal o kadar taş çıkar yolumuza. Elimizin erdiğine,kolumuzun yettiğine,içimizin sindiğine asılırız.Ta ki o bizi boşluğa terk edene kadar.

Çok genç yaşta düştüm o uçurumdan ve hala boşlukta ilerlemeye devam ediyorum.Sonunu göremesem de bir yerde biteceğini biliyorum.Çok dalım da olmadı tutunacak.Olanları ise ya ben tutmayı reddettim ya da tuttuklarım beni reddetti.

Şimdi hala boşlukta sallanıyorum.Ama umudum var.Biraz dinlenecek soluklanacak bir dalım tekrar olacak.Biliyorum tekrar boşluğa salacak beni ama…

Ben yine de inadına yolumu tamamlayacağım.O uçurumun sonuna hep gözüm ve dimağım açık varacağım.

Yalnız başladım,yalnız sonlandıracağım.

Bu hayatta yalnız yaşamaya alışacağım…