Mesajı Okuyun
Old 26-06-2009, 23:29   #9
Konuk

 
Varsayılan

Sayın Av. Habibe Yılmaz Kayar;
Verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim.
Verdiğiniz linklerin hepsini okudum, hukukçu olmadığım için bazı yerleri "es" geçmek zorunda kaldım anlıyamadığım için. Ama genel çizgileri kavradığımı söyleyebilirim.
Anlaşılan 17 milyon kadının hakkı, emeği, geleceği 7 kişinin şahsi fikirleriyle verdikleri oy karşılığında "güme" gitmiş.
Anladığım kadarıyla, itiraz eden avukatlardan biri sizmişsiniz. Bütün çalışmalarınız, çabalarınız, emekleriniz için çok teşekkür ediyorum.
Keşke o yıllarda bu siteyi keşfetmiş olsaydım, kanunun biz kadınlara tanıdığı haklar(!) sınırları içinde çok daha bilinçli olarak hareket edebilirdim, bugünkü sorunlarla karşılaşmazdım.
Sonuçta Anayasa mahkemesinden döndüğüne göre artık bu konu ile ilgili kapılar tamamen kapanmış mı oldu? AİHM'e dava açılabilir mi? Sayın Cumhurbaşkanımızın eşi bile bir zamanlar Türkiye aleyhine dava açmıştı. Demek ki; bu hakkımız mevcut.
Şimdilik ben kendi çabalarımla kendi çevremdeki evli - bekar - evlenecek bütün kadınlara 2 yıldır yaşayarak öğrendiklerimi anlatıyorum, yanlış bilinenleri (özellikle eski-yeni tüm evlilikler aynı zannediliyor) izah ediyorum, bu da hikayedeki gibi denize atılan bir yıldız olsa bile...


"""Cumhuriyet Dergi
21/01/2003 Ayfer COŞKUN
----------------------
BİA (İstanbul) - İstanbul Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk öğretim üyelerinden Yardımcı Doçent Doktor Şükran Şıpka ile yeni medeni kanundaki bazı düzenlemeleri konuştuk.

"Ancak bu konuda istenilen amaca ve sayıya ulaşılamadı. Çünkü kadınlar kocaları ile bu meseleyi konuşamadıkları veya onları ikna edemedikleri için noterlerde sözleşme yapma oranı düşük kaldı. Böyle bir yürürlük maddesi zaten bana göre yanlış idi. Bunun doğrusu yasal mal rejiminin evliliklerin başından itibaren uygulanmaya konması ve bunu istemeyen eşlerin noterde aksine sözleşme yapması imkânı idi. Böylelikle kadınlar kocalarını değil, kocalar kadınları ikna edip notere götürmek zorunda kalırlardı! * (AC/NM)"

* Ayfer Coşkun'un söyleşisi, 19 Ocak 2003'te Cumhuriyet Dergi'de yayımlandı.


Sayın Doç.Dr. Şükran Şıpka'nın kördüğümü çözebilecek önerisi, bir tanecik yasa koyucunun aklına gelmemiş mi acaba?

Sütunlarınızı çok meşgul ettim, ama içimi dökmek istedim.
Benimle paylaştığınız için çok teşekkür ediyorum herkese. Çalışmalarında kolaylıklar ve başarılar diliyorum.