Mesajı Okuyun
Old 14-12-2006, 11:43   #2
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2006/7971

K. 2006/11219

T. 6.7.2006

• KREDİ KARTI BORCUNUN ÖDENMEMESİ ( 500 YTL.'nin Altındaki Borcun Takibine İtiraz - Davacı Bankanın Tüketici Sorunları Hakem Heyetine Yaptığı Başvurunun Mahiyeti ve İçeriğinin İncelenmesi Gerektiği )

• TÜKETİCİ SORUNLARI HAKEM HEYETİNE BAŞVURU ( 500 YTL.'nin Altındaki Kredi Kartı Borcunun Takibine İtiraz - Davacı Bankanın Yaptığı Başvurunun Mahiyeti ve İçeriğinin İncelenmesi Gerektiği )

• KREDİ KARTI BORCUNU TAKİP ( Değeri 500 YTL.'nin Altında Bulunan Uyuşmazlıklarda Tüketici Sorunları Hakem Heyetine Başvurmadan Doğrudan İcra Takibi ve Dava Açılamayacağı )

• UYUŞMAZLIĞIN MİKTARI ( Kredi Kartı Borcunun Ödenmemesi - Değeri 500 YTL.'nin Altında Bulunan Uyuşmazlıklarda Tüketici Sorunları Hakem Heyetine Başvurmadan Doğrudan İcra Takibi ve Dava Açılamayacağı )

4077/m.3,22/5

ÖZET : Davacı, davalının kredi kartı ile yaptığı harcama ve kullandığı kredilerden doğan borcunu ödemediği gibi, aleyhine girişilen icra takibine de haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

Mahkemece uyuşmazlık değerinin 378.08 YTL. olduğu uyuşmazlığın miktarı itibariyle Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurulmadan böyle bir dava açılamayacağı gerekçesi ile dava ret edilmiş ise de dosya kapsamından davacı bankanın Tüketici Sorunları Hakem Heyetine 17/6/2005 tarihinde başvurduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davanın Tüketici Sorunları Hakem Heyetine yaptığı başvuru ile ilgili belgelerin getirtilerek başvurunun mahiyeti ve içeriğinin incelenmesi ve davacının açıklanan gerekliliği yerine getirip getirmediği belirlenerek bu davanın Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararına karşı bir itiraz davası olup olmadığı tartışılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekir. DAVA : Davacı Halkbank AŞ ile davalı Beyhan Hürdoğan arasındaki davada İzmir 1. Tüketici Mahkemesince verilen ve Yargıtay'ca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan 28/12/2005 günlü ve 2005/658-1783 sayılı kararın yürürlükteki hukuka aykırı olduğu savıyla Cumhuriyet Başsavcılığının 6/6/2006 gün ve Hukuk-107950 sayılı yazısıyla kanun yararına temyiz edilerek bozulması istenilmiş olmakla, dosyadaki tüm kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalının kredi kartı ile yaptığı harcama ve kullandığı kredilerden doğan borcunu ödemediği gibi, aleyhine girişilen icra takibine de haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece uyuşmazlığın değeri 378.08 YTL olup, Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurmadan doğrudan icra takibi ve dava açılamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, uyuşmazlığın miktarı itibariyle temyiz edilemeyen ve kesinleşen hükmün kanun yararına bozulmasını istemiştir.
Davacı, davalının kredi kartı kullanarak yaptığı harcama tutarlarını ödemediğini, aleyhine girişilen icra takibine de itiraz ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Öncelikle belirtmek gerekir ki, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/e maddesinde tanımı yapılan "tüketici" tarafından banka kartı kullanılarak yapılan ödemelerin, yine anılan Yasanın 3/h maddesinde belirtilen "tüketici işlemi" olduğunda duraksama olmamalıdır. 4077 sayılı Yasa ile getirilen önemli değişikliklerden birisi de, Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri ile ilgili olup, bu düzenleme ile, tüketici işleminden doğan uyuşmazlıkların pratik, kısa ve ekonomik bir biçimde çözümlenmesinin amaçlandığı anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Yasanın 22. maddesinin beşinci fıkrasıyla da, değeri 500.000.000 liranın altında bulunan uyuşmazlıklarda Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvuru zorunluluğu getirilmiş, başvuruda tüketici, satıcı, veya sağlayıcı ayırımı yapılmamıştır. Her ne kadar mahkemece uyuşmazlık değerinin 378.08 YTL. olduğu uyuşmazlığın miktarı itibariyle Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurulmadan böyle bir dava açılamayacağı gerekçesi ile dava ret edilmiş ise de dosya kapsamından davacı bankanın tüketici sorunları Hakem Heyetine 17/6/2005 tarihinde başvurduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davanın Tüketici Sorunları Hakem Heyetine yaptığı başvuru ile ilgili belgelerin getirtilerek Başvurunun mahiyeti ve içeriğinin incelenmesi ve davacının yukarda açıklanan gerekliliği yerine getirip getirmediği belirlenerek bu davanın Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararına karşı bir itiraz davası olup olmadığı tartışılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 6/7/2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
yarx