Merhabalar sayın
Tahliye Taahhüdü konulu mesajınıza verdiğim cevaplar konusunda üstadlarımdan aldığım uyarı üzerine bir DÜZELTME MESAJI YAZMAM gerekti.

KİRA KONTRATININ YAPILDIĞI TARİHTEN SONRA VERİLEN YANİ KİRACININ KONUTTA OTURURKEN VERDİĞİ TAAHHÜTLERİN GEÇERLİ OLDUĞUNU VE UYGULAMANIN DA BU YÖNDE OLDUĞU İFADE EDİLDİ.

Sayın SEYYAH bu cevabı zaten vermiş neden tekrar yazıyorsunuz diyebilirsiniz.


Size ve mesajınıza verdiğim cevabı okuyan tüm katılımcılara karşı kendimi sorumlu hissediyorum.
Önceki mesajımı baştan sağma yazdığımı hiçbir bilgim olmadan ve sorumluluk hissetmeden yazdığımı düşünmenizi istemem.

Aktardığım bilgiler Hukuk Fakültelerinde Borçlar Hukuku derslerinde kaynak kitap olarak kullanılan Prof.Dr.Cevdet Yavuz’un Adi Kira Sözleşmesi bölümünde yer almaktadır.

Tahliye taahhüdünün geçerlilik şartları şu başlıklar altında toplanmış:
 Tahliye taahhüdünü bizzat kiracı yapmalı (birlikte oturan eşi, veya oğlu vs.değil)
 Tahliye taahhüdü yazılı olmalı
 Tahliye taahhüdü ilk kira sözleşmesinden sonra verilmiş olmalıdır.
(Prof.Dr.Cevdet Yavuz, İst.1996, syf.334)

4.10.1944 gün ve E.15-20K:28 sayılı YİBK’na göre kiracıların ilk kira sözleşmeleri için yaptıkları tahliye taahhütleri geçerli değildir. Çünkü bu taahhütler, konut veya işyeri bulmada sıkıntıya düşmüş kiracılar tarafından verilmekte ve 6570 sayılı K.m.11’in kira sözleşmesinin kanunen uzamasını sağlayan hükmüne aykırı düşmektedir.Milli koruma Kanunu zamanında alınmış bu kararın şimdi de yürürlükte olduğu söylenebilir. Daha sonraki tarihli Yargıtay kararlarında kira sözleşmesinin BAŞLANGICINDA VERİLMİŞ TAHLİYE TAAHHÜDÜNÜN “Tazyik ve ikrah altında” verilmiş olması ihtimali bulunduğu için geçerli sayılmamıştır.” O halde birinci kira sözleşmesinin bitmesinden sonra verilen tahliye taahhütleri hukuken geçerli olacaktır. – (syf.334-335)

…Konut ve işyeri gereksinimi, vazgeçilmez, başka türlü karşılanmaz , zorunlu gereksinimlerdendir. İlk kira sözleşmesi yapılırken bu tür zorunlukların etkisi altında bulunan kiracının, gereksiniminin niteliği ve sürekliliği ile bağdaşmayan yüküm ve koşullar üstlenmesi, tahliye bilidiriminde bulunması olasıdır. Bu durumlarda özgür iradeden söz edilemeyeceği asıl olup, bu değerlendirme yargısal varsayım kuralı haline gelmiştir. (aynı kaynak dipnot.35)

Sizden gerçekten ÇOK ÖZÜR DİLİYORUM. İSTEMEDEN YANLIŞ BİLGİ VERMİŞ OLDUM ama bunun sebebini yukarda açıklayabildim sanıyorum.

Üstad Seyyaha da teşekkür ediyorum.

Hoşçakalın.


08-04-2001 21:30:39