Mesajı Okuyun
Old 27-01-2009, 10:53   #1
üye27169

 
Varsayılan Dert OrtaĞiniz Kİm?:)


Dünyada nazar değmeyen tek şey akılmış..Çünkü kimse kimsenin aklını beğenmezmiş...
Karşınızdaki size sadece “kendi doğruları"nı söyleyebilir.. Siz bunu kendi süzgecinizden geçirir ve yine kendi doğrunuzu gerçekleştirirsiniz..
Ama hepimizin zaman zaman konuşmaya ve danışmaya ihtiyacı oluyor...

Böyle zamanlarda kiminle konuşursunuz?
Size biraz tuhaf gelebilir ama en çok anlaştığım kişi benim.. Kendimle konuşurum. Kendimi dinlerim.. Etrafımda çok arkadaşım (Dostum) yok..
İçinden çıkamadığım olaylar olduğu az konuştuğumuz ve görüştüğümüz bir arkadaşım var, ona içimi dökerim. Ama her zaman tam olarak hiçbir şeyi anlatmam.. Sorun içinden çıkılmaz bir şekildeyse,karşımdakini de üzmemek adına bunu yapıyorum.... Bazen anlattıklarımın doğruluk payına kendim bile karar veremiyorum çünkü....Yani başıma gelenleri kendi hislerim aracılığıyla değiştiriyor muyum acaba diye düşünüyorum.
J
Ama eğer içinden çıkamayacağım bir durumsa kız kardeşlerimle paylaşır onların fikirlerine danışır onlardan da fikir alırım işime gelirse uygularım yoksa kendi bildiğimden şaşmam..Yani tutturacağım yol belli, belki çıkışı ben biliyorum sadece bir başıma giremiyorum o tünele, o karanlık süreç korkutuyor beni, ışık onun ucunda ama yol uzun, karanlık korkutuyor...
Birisi elimden tutup korkma dese belki yetecek... korkudan kalbimin nasıl attığını duysa belki o da heyecanlanacak benim gibi ama belli etmeyecek... benimle yürümesin, sadece beni uğurlasın yeter, yapabilirsin dese belki de yetecek... belki...
Kaç yaşa gelirsek gelelim, ne kadar çok şey yaşarsak yaşamış olalım, öyle anlar oluyor ki, öyle dönemler, tek başına aşılmıyor, o süreçte aranılan bir dost mu, bir arkadaş mı, bir büyüğün tavsiyesi mi veya bir ustanın fikri mi v.s her ne ise kişiye ve duruma göre değişen işte öylesi olmalı her insanın hayatında... sizin sessiz çığlığınızı duyabilen, gülerken içinize akıttığınız gözyaşınızı görebilen, canınız yandığı halde acınızı nasıl bastırdığınızı sezen, içinizi, gerçek sizi bilen... var mıdır acaba?

Eğer bunu bulan arkadaşlar varsa çok şanslılar gerçekten, kıymetini bilmeli.
Kötü hissettiğimde sayfalarca yazarım.Tam bir yazı manyağımdır ben. Alır okurum sonra ve yazının başlarında inkar ettiğim gerçekleri,sonlara doğru kabul ettiğimi farkederim.Kendi kendime “ne tutarsızsın” derimJ
Silkinirim sonra,insanın gerçekleri kendine bile itiraf etmesi zaman alıyor...
İnsanın kendisine sözünün geçmemesi,gücünün yetmemesi,Bütün düşündüklerini, yaşadıklarını kaleme döken birinin içindeki keşmekeşi tariften aciz olması ve bunun gibi şeyler işteJ...Sonuç olarak kendisiyle savaşanların,hayatı sorgulamaktan vazgeçemeyenlerin kendisine yenilmesi kadar kötü bir şey yoktur hayatta sanırım.