Mesajı Okuyun
Old 15-06-2004, 19:06   #24
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sn.Dost

Bilindiği gibi namus cinayetleri ülkemizde çok yaygın.Aile meclisinin almış olduğu karar,aile üyelerinden bir tarafından yerine getiriliyor.
Ölümlü sonuçlardan sonra,açılan kamu davasında "suçtan zarar gördüğünü"kimse " söylemediğinden,ve zaten aile kararı olduğundan davayı takip eden hiç kimse yok.

Güldünya olayında suçtan kim zarar görmüştür?
Elbette öncelikle çocuğu,öncelikle ailesi.
Onlar yargılamada sanıklar hakkında bu yönde bir talepte bulunacaklarmıdır?

Çocuğu adına bilmiyorum.Aile üyeleri için ise ,hayır böyle bir sonucu zaten istediklerinden suçtan zarar gören sıfatı ile böyle bir talep ve katılma olmayacagı anlaşılıyor..

Oysa müdahale talebi,şahsi hakların ileri sürülmesine olanak verdiği gibi-ki burada konu bu değil-yargılamada iddia makamını daha dinamikleştiren bir eylemdir.Soruşturmaya katkısı da herhalde tartışmasızdır.

Peki,böyle bir durumda alışılagelenin dışında müdahale eden kişi veya kurumları çoğaltmak mümkünmü?

Bu yeni bir soru.Çok yeni.

Bildiğim kadarı ile namus cinayetlerinde aile yakınları dışında bir müdahale talebi ve talebin kabulü şimdiye kadar denenmedi.

İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi yönetmeliği bu yönde olanak verdiğinden ve Avukatlık Kanununun Barolara verdiği yetki ((Madde 76 –(Değişik: 02/05/2001 - 4667/46 md.) Barolar; .... HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ,İNSAN HAKLARINI SAVUNMAK VE KORUMAK ...)) de dikkate alınarak merkezin önerisi üzerine böyle bir müdahale kararı verilmiştir...


Bu kararın çok önemli olduğunu düşünüyorum.Yepyeni bir uygulamaya yol açacak çok önemli bir adım...

Hatta müdahale talebinin kadın merkezli çalışan diğer sivil toplum örgütleri tarafından da istenmesinin de denemesi gerektiğini düşünüyorum..

Namus cinayeti gibi vahşet geleneğinin utancından kurtulmanın
bir yolunu arıyoruz...

Bir yolunu arıyoruz...

Saygılar...