Mesajı Okuyun
Old 16-07-2020, 14:31   #15
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Merhaba,

Dava dilekçeniz içinde itirazın iptalini istediğiniz miktarın takip miktarı olduğunun anlaşıldığını da belirtmişsiniz, sehven o cüzi miktarın yazıldığını belirtip harcı ikmal edip, davaya devam edebilirsiniz diye düşünüyorum. Artık ister ıslah algılasınlar isterse düzeltme; ikisinde de açıkça feragat edilen bir bölüm olmadığından (Borçlu tarafından takip sonrası yapılan bir ödemeden de bahsetmediğinİze göre) son talebinize göre karar verilecektir diye düşünüyorum.

Aşağıdaki Kararı Konu Başlığına Yararı Olması Açısından Ekliyorum.

Yargıtay 22.Hukuk Dairesi 2016/18257 Esas 2019/17015 Karar 23.09.2019 Tarih

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, iş sözleşmesinin davacı tarafından emeklilik nedeniyle feshedildiğini beyanla kıdem tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Temyiz Başvurusu:

Karar, yasal süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Gerekçe:

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı tarafından yapılan ıslaha değer verilip verilmeyeceği hususundadır.

Davacı vekili dava dilekçesi ile ileride belirlendiğinde artırılmak üzere geriye dönük 5 yıl için 14.300,00 TL fazla çalışma ücreti, 300,00 TL genel tatil ve bayram ücreti talep etmiş; 04.11.2015 harç tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarlarını arttırmıştır. Mahkemece, “dava dilekçesi ile fazlaya dair hakkını saklı tutmayan davacının ıslah talebinin kabulü mümkün olmadığı,” gerekçesi ile davacının ıslah dilekçesine değer vermemiştir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 109/3. maddesinde dava açılırken, talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olma hâli dışında kısmi dava açılması talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmeyeceği düzenlenmiştir.

Davacının davasının kısmi dava olarak açıldığının değerlendirilmesi gerekmekte olup yukarıda anılan yasal düzenleme karşısında mahkemenin fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmaması sebebiyle ıslah yapılamayacağına yönelik değerlendirmesinin herhangi bir geçerliliğinin bulunmadığı ifade edilmelidir. Bu itibarla, davacının dava dilekçesinin kısmen ıslahı yoluyla fazla talepte bulunamayacağına dair mahkeme kararı yerinde değildir. Mahkemece, davacının ıslah dilekçesini değerlendirerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.09.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Saygılarımla,