Mesajı Okuyun
Old 23-10-2002, 16:39   #5
metin karadag

 
Varsayılan İlk soruya dönersek...

Sevgili Sarper

İlk sorduğun soruya donersek; doğrudan birinci anlamı üzerinden yanıtlanıp kolayca geçiştirilecek bir soru sormadığını dikkate aldığımızda, dolaylı olarak birkaç soruyu daha açığa çıkacak soru sorduğunu düşünüyorum...

İnsanlar tek başlarına çözemedikleri sorunları çözebilmek için bir araya gelirler.

Herhalde bunu insanın sosyalleşmesinin ya da insanlaşmasının, "toplumsal özne" olmasının önemli etkenlerinden biri olarak ele alabiliriz.

Çünkü tek başlarına her sorunlarını çözebilecek güce sahip olsalardı ortaklaşacakları ve diyaloga ihtiyaç duyacakları ortamlar oluşmayacaktı.

Doğada asosyal canlıların tv belgesellerinde sadece bir kaç doğal ihtiyaç (örn: üreme, acil korunma) dışında bir araya gelmediklerini, hatta yırtıcı bir hayvanın sürüden birini yakalayıp yemeye başlamasıyla sürünün sakinleştiği kaçışmayı bırakıp yemeye içmeye devam ettikleri örneklerini sürekli izleyebiliyoruz.

Dile getirilen sorunların çözümü için bir şey yapamıyor oluşumuz aslında sorun dediğimiz şey/lerin "esas sorun" olmadığına dair bir işaret midir?

Sorun olarak dile getirdiklerimiz tekil değil de yaygın ve sürekli bir özellik taşıdığına göre çözülmek üzere bir araya gelmeyi yani sosyalleşmenin temel adımlarını atmayı gerektirmektedir...

Sorunlar bizleri farklı anlarda tek tek yakaladığı köşelerde üzerimize çullanıp boğazlıyorken, yan tarafta sıranın kendimize gelmesini beklemek bu sosyalleşme/insanlaşma tanımının ne kadar yakınında durduğumuza da işaret etmektedir.

Sadece İstanbul'da binlerce hukuk öğrencisi, binlerce tekil sorun/lar yumağı ile "tek başlarına" boğuşup canını kurtarma kaygısı ile yaşamını sürdürmeye çalışyırken aslında binlerce aynı sorunun çözümünden yine de binlercesinin haberi olmamakta...

Sorun sadece hukuk öğrencileri için var değil tüm üniversite öğrencileri aynı sorun/ları binlerce kez tekrar tekrar üretmekte ve yaşamakta...

Bu iletişim çağının iletişim özürlü insanları olarak, "sorun çözme kabiliyetlerini geliştiren modeller"in dünyada bu kadar yaygınlaştığı günümüzde sanki sorun yokmuş gibi davranıyor olmamız esas sorun değil midir?

Dile getirdiğin soru ile bağlantılı sorundan dolayı kesintisiz sorun çözüm modellerine yönelmek konusunda, kim ne kadar sorunlara sahiplenilmek konusunda istekli onu bilmek gerekiyor.

"Kim esas özne?" bu sorununu yanıtını hakkıyla verirsek sanırım ortada sorun kalmayacak...)))

(devam ederiz)

Sevgi ve Saygıyla
Metin Karadag