Mesajı Okuyun
Old 03-03-2016, 12:11   #5
av.mucahit

 
Varsayılan

Başkasına Ait Kimlik veya Kimlik Bilgilerinin Kullanılması

MADDE 268 – (1) İşlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, (Değişik ibare: 5377 – 29.6.2005 / m.30) “başkasına” ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanan kimse, iftira suçuna ilişkin hükümlere göre cezalandırılır.

Burada suç unsuru olmalı. Önce bir suç olmalı ardından başkasına ait kimlik bilgilerini kullanmalı ki yasal unsurlar oluşsun.

Yargıtay kararı sunuyorum
T.C.
YARGITAY
4. CEZA DAİRESİ
E. 2009/22494
K. 2011/21330
T. 16.11.2011
• BAŞKASINA AİT KİMLİK BİLGİLERİNİ KULLANMAK ( Belirtilen Kimlik Bilgilerinin Gerçekte Var Olan Bir Kişiye Ait Olduğu Belirlenirse İftira Gerçek Bir Kişiye Ait Olmadığı Saptandığı Takdirde Resmi Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyan Suçu Kapsamında Hüküm Kurulacağı )
• İFTİRA ( Başkasına Ait Kimlik Bilgilerini Kullanmak – Belirtilen Kimlik Bilgilerinin Gerçekte Var Olan Bir Kişiye Ait Olduğu Belirlenirse İftira Suçu Kapsamında Hüküm Kurulacağı )
• RESMİ BELGENİN DÜZENLENMESİNDE YALAN BEYANDA BULUNMAK ( Başkasına Ait Kimlik Bilgilerini Kullanmak – Belirtilen Kimlik Bilgilerinin Gerçekte Var Olmayan Bir Kişi Üzerinde Verilmişse Resmi Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyan Suçu Kapsamında Değerlendirileceği )
• ETKİN PİŞMANLIK ( Bakasına Ait Kimlik Belgelerinin Kullanılması/Sanığın Karakolda Hiçbir Araştırmaya Başlanmadan Gerçek Kimlik Bilgilerini Verdiği – Etkin Pişmanlık Hükmünün Uygulanacağı )
5237/m.206, 267, 268
ÖZET : Başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçunda; sanığın görevli polis memurlarına bildirdiği bir kişi olup olmadığının araştırılması ve sonucuna göre, belirtilen kimlik bilgilerinin; gerçekte var olan bir kişiye ait olduğu belirlenirse Başkasına Ait Kimlik veya Kimlik Bilgilerinin Kullanılması suçundaki gönderme ile iftira gerçek bir kişiye ait olmadığı saptandığı takdirde resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu kapsamında hüküm kurulacağı dikkate alınmalıdır.

Görevlilere karakolda henüz hiçbir araştırmaya başlanmadan gerçek kimlik bilgilerini veren sanık hakkında , TCY.nın 269.maddesindeki etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırıdır.

DAVA : Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

KARAR : Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede ;

A )Yargılama ve olayın kanıtlanmasına ilişkin gerekçe: Sanığa yükletilen yasak silah taşıma eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Yasaya uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı; böylece olaylara ilişkin sorunlarda gerekçenin yeterli bulunduğu,

Hukuksal tanı: Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Yasada öngörülen suç tipine uyduğu,

Yaptırım: Cezanın yasal bağlamda uygulandığı,

Yasal koşulları bulunmasına karşın, TCY.nın 58.maddesi uygulanmamış ise de, karşı temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,

Sanığa verilen cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken, suç tarihinde yürürlükte bulunmayan 647 sayılı Yasanın 6.maddesi dayanak olarak gösterilmiş ise de, TCY.nın 51.maddesi uyarınca sanığın hem adli para cezasının hem de daha önce 3 aydan fazla hapis cezasına mahkumiyetinden dolayı 1 yıl hapis cezasının ertelenmesine yasal olanak bulunmadığı ve sonuca etkili görülmeyen bu hususun bozmayı gerektirmediği,

Anlaşıldığından sanık Ceyhun Tüncü müdafiinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,

B )Başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçuna ilişkin mahkumiyet hükmüne yönelik temyize gelince;

Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1 )Sanığın görevli polis memurlarına bildirdiği “C. oğlu, 1976 İzmir doğumlu C. T.” adında bir kişi olup olmadığının araştırılması ve sonucuna göre, belirtilen kimlik bilgilerinin;

a )Gerçekte var olan bir kişiye ait olduğu belirlenirse TCY.nın 268.maddesi göndermesiyle 267/1,

b )Gerçek bir kişiye ait olmadığı saptandığı takdirde TCY.nın 206,

Maddeleri uyarınca hüküm kurulması gerekirken, eksik soruşturma ve yetersiz gerekçeyle karar verilmesi,

2 )Kabule göre;

a )Görevlilere karakolda henüz hiçbir araştırmaya başlanmadan gerçek kimlik bilgilerini veren sanık hakkında , TCY.nın 269.maddesindeki etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,

b )Yasal koşulları bulunmasına karşın, TCY.nın 58.maddesinin uygulanmaması,

c )Cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken, suç tarihinde yürürlükte bulunmayan 647 sayılı Yasanın 6.maddesinin dayanak gösterilmesi,

SONUÇ : Yasaya aykırı ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, yeniden hüküm kurulurken 1412 sayılı CYY.nın 326/son.maddesinin gözetilmesine, 16.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.