Mesajı Okuyun
Old 13-11-2008, 16:34   #4
av.senemyuksel

 
Varsayılan

kararı değil ama hgk kararını buldm bilmem işinize yarar mı? araştırmaya devam ediyorum ama en azından ileteyim dedim. Tahminim sizde buna dayanarak kararı arıyorsunuz ama belli de olmaz.



Yargıtay HGK 1992/11-217 esas 1992/333 karar 13.05.1992

ÖZET: Yerel Mahkemece dava, Özel Daire bozma kararından sonra yine reddedilmiştir. Ancak bu kez verilen red kararına, bozma kararının genel esprisinden yararlanarak bozmadan önceki kararda dayanılmamış olan banka müdürlüğünden alınan dava konusu bonoların davalı tarafından bankaya ibraz edildiğine ilişkin yazı gerekçe yapılmıştır. Bu durumda ortada varlığından söz edilebilecek usulüne uygun olarak verilmiş bir direnme kararı bulunmayıp, bozmadan önceki kararda dayanılmayan yeni olgunun gerekçe yapıldığı yeni bir hükmün bulunduğunun kabulü gerekir.

(818 S. K. m. 162, 167) (2004 S. K. m. 72) (6762 S. K. m. 599, 602, 705) (1086 S. K. m. 429)

Dava: Taraflar arasındaki "menfi tespit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 13.12.1989 gün ve 1988/1279-1989/980 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine; Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 17.6.1991 gün ve 1990/2460-1991/4068 sayılı ilamı:

(...Dava konusu bonolar bono alacaklısı dava dışı Ali Tepe tarafından bankaya tahsile verilmiş olup, bankaca dava konusu bonoların vadesinde ödenmesi için davacıya ihbarname gönderilmiştir. Banka ihtarnamelerinde davalı, bankaya bonoları ibraz eden olarak görülmediğinden davalıya dava dışı Ali Tepe tarafından yapılan ciroların bonoların vadelerinden sonra yapıldığının kabulü gerekir. Bu durumda davalıya yapılan cirolar B.K.nun hükümleri uyarınca alacağın temliki hükümlerine tabi olacağından, asıl alacaklı dava dışı Ali Tepe'ye karşı ileri sürülebilecek def'iler davalı temellük edene karşı da ileri sürülebilir. Böyle olunca, davacı asıl alacaklıya karşı borçlu bulunmadığını da iddia ettiğine göre, bu yöndeki defi, temellük eden davalıya karşı ileri sürülebilir.

Bu durumda mahkemece, davacının asıl alacaklı davadışı Ali Tepe'ye karşı açtığı belirlenen menfi tespit davasının sonucu beklenilerek o davanın sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken ve davalının kötü niyetli olup olmamasının davanın sonucuna etkili bulunmamasına rağmen davalının kötü niyetli olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: Yerel Mahkemece dava, Özel Daire bozma kararından sonra yine reddedilmiştir. Ancak bu kez verilen red kararına, bozma kararının genel esprisinden yararlanarak bozmadan önceki kararda dayanılmamış olan banka müdürlüğünden alınan dava konusu bonoların davalı tarafından bankaya ibraz edildiğine ilişkin yazı gerekçe yapılmıştır. Bu durumda ortada varlığından söz edilebilecek usulüne uygun olarak verilmiş bir direnme kararı bulunmayıp, bozmadan önceki kararda dayanılmayan yeni olgunun gerekçe yapıldığı yeni bir hükmün bulunduğunun kabulü gerekir.

O itibarla, yeni hükme yönelik temyiz incelemesinin yapılması için dosyanın Özel Dairesine gönderilmesi icabeder.

Sonuç: Yukarıda açıklanan sebeplerden dolayı temyiz incelemesinin yapılması için dosyanın 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 13.05.1992 gününde oybirliği ile karar verildi.