Mesajı Okuyun
Old 02-08-2006, 10:11   #2
avfehmi

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
10.Hukuk Dairesi

E. 2002/2764
K. 2002/3129
T. 08.04.2002

Y A R G I T A Y İ L A M I

Davacı, murisi eşinin davalılardan işveren ait işyerinde 02.06.2000-10.10.2000 tarihleri arasında sigortalı olarak çalıştığının tespiti ile 01.08.2001 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde yetkisizliğe karar vermiştir.

Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

1-5521 Sayılı İş Mahkemeleri Yasasının 7. maddesine göre iş mahkemelerinde sözlü yargılama usulü uygulanmaktadır. Aynı Yasanın 15. maddesi ile de bu yasada açıklık bulunmayan hallerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının uygulanması gerekeceği hükme bağlanmış olmakla, Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 478. maddesi ile bu yargılama usulünde ilk itirazların her halde esasa girilmeden, ilk oturumda bildirilmeleri gerekmekte olup, bu konuda hakimin taraflara önel tanımasına ve dolayısıyla yasa tarafından öngörülmüş kesin süreyi ortadan kaldırmasına olanak yoktur. Aynı yasanın 187/2. maddesi ile ilk itirazlardan olan "yetkisizlik iddiasının" belirtilen süre aşılarak yapılmış olduğu dikkate alınmaksızın, yetkisizlik kararı verilmesi isabetsizdir.

2-Dava; işveren ve Sosyal Sigortalar Kurumuna karşı açılmış bir hizmet tespiti davasıdır. Davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunması karşısında, Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 9 ve 17. maddeleri uyarınca dava bunlardan birinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabilir. Somut olayda da; davacı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 9 ve 17. maddelerinin kendisine verdiği seçme hakkı çerçevesinde davasını, davalılardan Sosyal Sigortalar Kurumunun şubesinin bulunduğu Manisa İş Mahkemesinde açması ve davanın sırf davalılardan birini başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı iddiasının da ileri sürülmemiş olması karşısında, işin esasına girilerek sonucuna göre hüküm kurmak gerekirken yazılı gerekçelerle "mahkemenin yetkisizliğine" karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davacının bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.04.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.