Mesajı Okuyun
Old 31-01-2015, 20:47   #3
Fatih ARSLAN

 
Varsayılan

T.C.
..... İli ..... İlçesi
Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığı

Karar No : .........
Karar Tarihi : 26.01.2015

Başvuru Sahibi : ........ ( T.C. NO : ............)
Vekili : Av. ...............
Şikayet Edilen : T. İŞ BANKASI A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Başvuru Tarihi : 21.07.2014
Talep : Bedel İadesi
Uyuşmazlık Bedeli : 99,01 TL
Uyuşmazlık Konusu : Kredi Kullanılırken Dosya Masrafı vb. İsimler Altında Ekstra Masraf Alınması
Olayın Özeti : Şikayet eden vekili şikayet dilekçesinde: Müvekkilinin şikayet edilen bankadan konut/tüketici/taşıt kredisi kullandığını, banka tarafından müvekkilinden dosya masrafı v.b. isimler adı altında 99,01-TL bedel tahsil edildiğini, sözleşmenin bir suretinin müvekkiline verilmediğini, sözleşmenin önceden hazırlanan standart bir sözleşme olduğunu, müvekkili ile müzakere edilmediğini, bankanın makul olmayan veya belgelendirilemeyen giderleri tüketiciden talep edemeyeceği, sebebi ve dayanağı açıklanamayan ve sözleşmeye konular hükümler nedeniyle istenilen masraflara dair sözleşme hükümlerinin 4077 Sayılı Kanunun 6. maddesi hükmüne göre haksız şart kabul edildiği, alınan bu bedelin haksız olduğunu, haksız kesintinin kesildiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte iadesine ve vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Savunma : Şikayet edilen savunma vermemiş, şikayete konu sözleşme örneğini göndermemiştir.
İnceleme ve Gerekçe : Şikayet, tüketici kredisi sözleşmesinde banka tarafından alınan dosya masrafı v.b. isimler adı altında alınan haksız bedellerin kesinti tarihinden itibaren vekalet ücreti ile birlikte iadesi talebine ilişkindir.
Mevcut şikayette taraflar arasındaki ihtilaf, Tüketici Kredisi Sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, miktar ve itilaf yönüyle İlçe Tüketici Hakem Heyeti bu tür ihtilaflarda görevlidir. Taraflar arasında yapılan sözleşme, kullanılan kredi miktarı, sözleşmedeki hükme dayanak alınan dosya gideri, komisyon ve diğer masraflar konusunda uyuşmazlık yoktur. İhtilaf bankanın sözleşmedeki bu hükme dayanarak makul olmayan veya belgelendirilemeyen giderleri talep etmekte haklı olup olmadığı konusundadır.
Bankanın tüketici ile müzakere etmeden tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kurallarına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşmede koşulları haksız şart sayılır. Sözleşmede yer alan haksız şartlar tüketiciyi bağlamaz. Eğer bir sözleşme şartı önceden hazırlanmış ve özellikle standart sözleşme niteliğinde ise bu sözleşmenin tüketici ile müzakere edilmediği kabul edilir. (Mülga 4077 SYK. m.6) Sözleşmenin bütün olarak değerlendirilmesinden standart sözleşme olduğu sonucuna ulaşılırsa, bu sözleşmedeki bir şartın belirli unsurlarının müzakere edilmiş olması, kalan kısmına Mülga 4077 S.K. 6. madde hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmez.
Yapılan sözleşme ve alınan istihbarat ücreti konusunda ihtilaf yoktur, uyuşmazlık banka tarafından sözleşmedeki hükme dayanarak bu ücretin tüketiciden talep edilip edilemeyeceği konusundadır. Taraflar arasında yapılan Tüketici Kredi Sözleşmesi tam iki tarafa borç yükleyen ve karşılıklı edimleri ihtiva eden bir sözleşmedir. (Mülga 4077 SYK. m.10) Kural olarak banka bu sözleşme nedeniyle yaptığı bütün masrafları tüketiciden talep edebilir. Çünkü yapılan sözleşme daha çok tüketici lehinedir. Ancak bankanın tüketiciden yapılan giderleri talep edebilmesi için bunların haklı, makul ve aynı zamanda belgelendirilmesi zorunludur. Banka yapılan sözleşme nedeniyle mutad giderler dışında tüketiciden sözleşmedeki hükme dayanarak herhangi bir ücret talep edemez.
Taraflar arasında yapılan sözleşmede bankanın alabileceği bu ücrete ilişkin düzenleme haksız şart niteliğindedir ve tüketiciyi bağlamaz. Yerleşik Yüksek Yargıtay uygulamasına göre banka sözleşmede hüküm bulunsa dahi kredi verdiğinde veya yapılandırma yaptığında ancak haklı, makul ve belgelendirdiği giderleri talep edebilir. Aksine yapılan uygulamalar haksız şart niteliğindedir ve bu nedenle alınan bedelin iadesi gerekir. (Yargıtay 13. HD. 27.06.2011, 3576/10221; 13 HD. 10.02.2011, 2010/11726, 2011/1870)
Somut olayda şikayet eden taraf kesinti tarihinden itibaren yasal faiz talebinde bulunmuştur. Taraflar arasındaki sözleşmenin niteliği talep edilecek faizin türü ve faizin hangi tarihten itibaren istenebileceğini açıklığa kavuşturmak zorunludur.
Taraflar arasındaki tüketici işlemi tüketici kredisi sözleşmesi mahiyetindedir. Yapılan sözleşmede banka kredi veren tüketici kredi alan konumundadır. Türk Ticaret Kanunun 19. maddesinin 1. Fıkrası uyarınca; “Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır…” . Aynı Kanun ve maddesinin 2. fıkrası uyarınca; “Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri içinde ticari iş sayılır.” Buna göre yapılan sözleşme banka yönünden ticari iş niteliğindedir. Bu nedenle yapılan sözleşme tüketici yönünden de ticari sayılır. Ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler de taraflar 3095 Sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 2. maddesinin 2. fıkrası hükmü uyarınca avans faiz talep edebilir. Aksine uygulama yani yapılan işi sadece banka yönünden ticari iş kabul ederek tüketicinin açacağı davalarda avans faiz talep edemeyeceği sadece yasal faiz talep edilebileceğini kabul etmek Tüketici Kanunu'nun temel ilkelerine ve hukukun temel ilkelerine ayrıca hakkaniyet ve dürüstlük kurallarına açıkça aykırılık oluşturur.
Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğundan bu sözleşmeye dayalı olarak haksız verilen paranın iadesi Türk Borçlar Kanunun 146. madde uyarınca 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Yüksek Yargıtay Yerleşik uygulaması da bu yöndedir. (HGK 17.02.2010, 2010/13-93 E., 2010/88 K.; 13 HD. 18.07.2011 2011/4736 E., 2011/11579 K.) Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunması durumunda hiçbir şekilde Eski BK. 66. maddede öngörülen 1 yıllık, Yeni TBK 82. maddede öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresi uygulanamaz. Zamanaşımı sözleşme ilişkisi bulunması nedeniyle on yıldır.
Türk Borçlar Kanunun 117. maddesi; “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır.” şeklindedir. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmakla birlikte banka tarafından alınan bedelin sözleşmedeki haksız şart niteliğinde olan hükümlere dayanılarak alındığı sözleşmenin bu hükümlerinin geçersiz olduğu açıktır. Bankalar mevzuatları gereği anonim şirket statüsünde olup, kredi sağlama, kredi verme ve topladıkları kredilerin değerlendirme gibi birçok işlemi gerçekleştirirler. Bankalar esas faaliyet alanları itibariyle sürekli para ile iştigal eden kurumlardır. Kural olarak temerrüt Türk Borçlar Kanunu’nun 107. madde hükmü uyarınca alacaklının ihtarı ile gerçekleşir.
Taraflar arasında sözleşme ilişkisi mevcuttur. Bu sözleşme nedeniyle haksız şekilde tahsil edilen bedelin Türk Borçlar Kanunun 77 vd. madde hükmünde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümleri kıyasen uygulanarak yapılması zorunludur. Türk Borçlar Kanunun 79. madde hükmü uyarınca “Sebepsiz zenginleşen zenginleşmenin geri istendiği sırada elinden çıkmış olduğunu ispat ettiği kısmın dışında kalanı geri vermekle yükümlüdür. Bunun için sebepsiz zenginleşen tarafın iyi niyetli olması zorunludur. Aksi halde iade borçlusunun kötü niyetli olması durumunda elden çıkardığı miktarı da iade etmek zorundadır.” Somut olayda banka iyi niyetlidir. Bu nedenle haksız şekilde aldığı bedeli aldığı tarihten itibaren nemaları ile birlikte iade etmek zorundadır. Bu nemanın asgari tutarı en az avans faiz tutarıdır. Ankara 7. Tüketici Mahkemesinin 04.12.2012 tarih ve 2012/808, 2012/1370 sayılı Kararı da bu yöndedir. Mahkeme kararı ise Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 05.03.2013 tarih ve 2013/4374 Esas, 2013/5267 sayılı Kararı ile de onanmıştır.
Bankanın sebepsiz zenginleştiği, sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği tarihin 05.07.2013 olduğu, sebepsiz zenginleşen bankanın iyi niyetli olduğu, temerrüt için bankaya bildirimin şart olduğu, şikayet eden tarafından Tüketici Hakem Heyetine başvuru yapılmadan önce bankaya bildirimde bulunduğu, bu sebeple faizin başlangıcının sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği tarih olan 05.07.2013 tarihi olduğu sonucuna varılmıştır.
Tüketici vekili yazılı dilekçe ile avukatlık ücretinden feragat ettiğini bildirmiştir.
Dosya içerisinde toplanan tüm deliller, yapılan ödeme ve tüm dosya içeriğine göre, bankanın sözleşmedeki hükme dayanarak haklı ve makul olmayan, ayrıca belgelendirilmeyen dava konusu giderleri talep etme hakkı bulunmadığı, sebepsiz zenginleşenin iyi niyetli olduğu hallerde bildirimin şart olduğu, şikayet edilene bildirimde bulunulduğu, bu sebeple kesinti tarihinden itibaren avans faiz oranından daha düşük bir oran olan yasal faizin talep edilebileceği, soyut olarak istihbarat gideri adı altında ücret alınmasının mümkün bulunmadığı bankanın bu tür işlemleri Merkez Bankasının nezdinde tutulan negatif kayıt sistemi ve Kredi Kayıt Bürosu A.Ş. nezdinde tutulan kayıtlardan bu durumun tespit edilmesinin mümkün olduğu anlaşılarak aşağıdaki hüküm cihetine gidilmiştir.
Hüküm:
1- TÜKETİCİ VEKİLİ TALEBİNİN KISMEN KABULÜNE,
2- Tüketicinin T. Bankası A.Ş. ...... Şubesinden 05.07.2013 tarihinde kullanmış olduğu tüketici kredisinden istihbarat ücreti+Bsmv olarak tahsil edilen 99,01 TL’nin kesinti tarihi olan 05.07.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tüketiciye iadesine,
3- Tüketici vekili avukatlık ücretinden feragat ettiğinden, vekalet ücretine yer olmadığına,
4- Kararın ilgililere tebliğine,
5- İş bu kararın taraflara yapılacak tebligat masrafı olan 12,55 TL’nin 6502 sayılı TKHK’un 70/7. maddesi gereğince şikayet edilenden tahsil edilerek hazineye irat kaydedilmesine,
6- Tebliğ tarihinden itibaren 15 gün süre içinde Tüketici Mahkemeleri veya bu hususta görevlendirilmiş Asliye Hukuk Mahkemelerine itiraz yolu açık olmak üzere karar verildi.