Mesajı Okuyun
Old 26-02-2017, 12:37   #5
moltisanti

 
Varsayılan

Merhaba,

Ben meslektaşlarımın aksine olayda ''inançı temlik'' hükümlerinden ziyade ''muvazaa'' hükümlerinin uygulanması gerektiği kanaatindeyim. Bildiğiniz üzere inançlı işlemler -aslında şeklen geçersiz olmalarına rağmen- yargıtay tarafından kabul edilmekte ancak muvazaalı işlemler kabul edilmemektedir. İki işlemin arasındaki fark ise muvazaada bulunan ''üçüncü kişileri aldatma kastıdır''. Oysa tarafları inançlı temliğe iten sebepler ise daha farklıdır. (Teminat sağlama amacı veya işlem konusu malvarlığının yönetilme isteği gibi)

İspat bakımından ise yine meslektaşlarımın belirttiği gibi yazılı delil şarttır. Ancak yazılı delil başlangıcı varsa takdiri delillere başvurabilirsiniz. İspat hukuku bakımından elinizdeki belgeler tam ise dava tarihindeki malike yönelteceğiniz ''tapu kaydının düzeltilmesi davası'' ile sonuca ulaşabileceğiniz kanaatindeyim.