Mesajı Okuyun
Old 03-01-2011, 16:48   #4
detay82

 
Varsayılan

Konuya direkt uyan bir karar ya da yasa maddesi bulamadım. Ancak aşağıdaki kararı yorumladığımda hiç kararın niteliğine bakmadan direkt yasadaki dava zamanaşımına bakılacağını anlamaktayım.

TCK daki dava zamanaşımı süresi;
Dava zamanaşımı
MADDE 66 - (1) Kanunda başka türlü yazılmış olan haller dışında kamu davası;
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,
c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,
d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,
e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl,
Geçmesiyle düşer.
(2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer.
(3) Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri de göz önünde bulundurulur.
(4) Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur; seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır.
(DEĞİŞİK FIKRA RGT: 08.07.2005 RG NO: 25869 KANUN NO: 5377/8) (KOD 1)
(5) Aynı fiilden dolayı tekrar yargılamayı gerektiren hallerde, mahkemece bu husustaki talebin kabul edildiği tarihten itibaren fiile ilişkin zamanaşımı süresi yeni baştan işlemeye başlar.
(6) Zamanaşımı, tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs halinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye başlar.
(7) Bu Kanunun İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında yazılı ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet veya on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçların yurt dışında işlenmesi halinde dava zamanaşımı uygulanmaz.


T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi
Esas: 2009/13096
Karar: 2009/18071
Karar Tarihi: 12.11.2009
MANEV
İ TAZMİNAT DAVASI - ZARARLANDIRICI EYLEMİN SUÇ NİTELİĞİ VARSA O SUÇ İÇİN CEZA YASASININ ÖNGÖRDÜĞÜ DAVA ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN UYGULANACAĞI - UZAMIŞ ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN DİKKATE ALINMAK SURETİYLE İŞİN ESASININ İNCELENMESİ GEREĞİ
ÖZET: Zararlandırıcı eylemin suç niteliği varsa o suç için Ceza Yasasının öngördüğü dava zamanaşımı süresi uygulanır. Bu nedenle; mahkemece, uzamış zamanaşımı süresi dikkate alınmak suretiyle işin esası incelenmek ve sonucu dairesinde hüküm kurulmak gerekir.
(818 S. K. m. 60)
Dava: Dava dilek
çesinde 2.000 TL manevi tazminatın, olay tarihinden işleyecek faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Karar: Davacı vekili dilekçesinde; davalı tarafından davacının çalıştığı kuruma 11.10.2005 tarihinde davacı ile ilgili, haksız şikayette bulunulduğu ve davacıya yersiz olarak uyarı cezası verildiği, davalının şikayetinde; davanın ruh halinin bozuk olduğu, dengesiz insan olduğu, potansiyel suçlu ve sabıkalı olduğunu ilan ederek davacıyı küçük düşürdüğünü, davacının avukat olan davalıyı baro yönetim kuruluna bu olay nedeniyle şikayeti üzerine, uyarı cezası aldığını belirterek, yaşanan bu olayların yarattığı üzüntü nedeniyle 2.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı cevabında, zamanaşımı nedeniyle ve esas yönünden davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacının 20.1.2006 tarihli dilekçe ile davalı hakkında Ankara Barosuna şikayet dilekçesi verdiği, davanın ise 16.12.2008 tarihinde açıldığı, BK.60. maddesine göre 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Oysa, Borçlar Kanunu
’nun 60. maddesinin ikinci fıkrası hükmüne göre; tazminat davası ceza kanunları gereğince süresi daha uzun zamanaşımı süresine tabi cezayı gerektiren bir eylemden doğmuş olursa o zamanaşımı uygulanır. BK. mad. 60/2 uyarınca, ceza davası zamaşımının uygulanabilmesi için, ceza davasından tazminat istenmesi gerekmediği gibi, eylemi işleyen hakkında ceza davasının açılmış ya da mahkumiyet kararı verilmiş bulunması da gerekli değildir. Yalnızca haksız eylemin suç niteliğini taşıması yeterlidir. O halde zararlandırıcı eylemin suç niteliği varsa o suç için Ceza Yasasının öngördüğü dava zamanaşımı süresi uygulanır.
Bu nedenle; mahkemece, uzamış zamanaşımı süresi dikkate alınmak suretiyle işin esası incelenmek ve sonucu dairesinde hüküm kurulmak gerekirden, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.11.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Saygılarımla.