Mesajı Okuyun
Old 06-07-2011, 14:30   #2
Av. Hilal Ceren HATİPOĞLU

 
Varsayılan

Ben böyle bir durumla henüz karşılaşmadım ancak edindiğim bilgiye göre maddi- manevi tazminata hükmedilebilmesi hukuken mümkün. Zaten maddi zararın karşılanması hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve sair durumlarda etkili olduğundan, bu hususta talepte bulunulabiliyor. Aşağıdaki Yargıtay kararı da manevi tazminat bakımından açıklayıcı nitelikte..



T.C. YARGITAY

10.Ceza Dairesi
Esas: 2002/10443
Karar: 2002/17001
Karar Tarihi: 16.04.2002


MALA ZARAR VERME SUÇU - CEZA MAHKEMESİNİN MANEVİ TAZMİNATA HÜKMEDEBİLMESİNİN KOŞULLARI - MANEVİ TAZMİNAT TALEPLERİNİN GENEL HÜKÜM ÇERÇEVESİNDE DEĞERLENDİRİLMESİ

ÖZET: TCK. nın manevi tazminata ilişkin hükmüne göre, ceza mahkemesinin manevi tazminata hükmedebilmesi, işlenen fiilin şeref ve hasiyet değerini ihlal etmesine bağlı olup, söz konusu değerleri ihlal edebilen fiiller, genel ahlaka aykırı suçlar ile beden bütünlüğüne karşı işlenen fiillerdir. Bunların dışında kalan, şeref ve haysiyete dokunmayan fiillerden dolayı manevi tazminat talepleri için, Borçlar Kanununda belirtilen genel hüküm çerçevesinde hukuk mahkemelerinde dava açılması gerekmektedir.

(765 S. K. m. 38, 516) (818 S. K. m. 49)

Dava: Nas-ı ızrar suçundan sanık Seval M.'nin yapılan yargılanması sonunda; Hükümlülüğüne ve cezasının ertelenmesine dair Çarşamba Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 20.12.2000 gün ve 1999/481 esas, 2000/638 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığının onanma isteyen tebliğnamesi ile 18.1.2002 tarihinde daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü:

Karar: Hükmün esasını oluşturan kısa karardaki, maddi tazminat talebine ilişkin bölümün gerekçeli karara yazılmaması, mahallinde düzeltilebilir maddi hata kabul edilmiştir.

TCK. nın 516/ilk maddesi uyarınca, sanık hakkında hürriyeti bağlayıcı cezanın yanı sıra para cezasına da hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde tartışılan delillere ve dosya içeriğine uygun gerekçeye göre; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak:

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 8.6.1999 gün ve 146/153 sayılı kararında da açıklandığı üzere, TCK. nın manevi tazminata ilişkin 38. maddesine göre, ceza mahkemesinin manevi tazminata hükmedebilmesi, işlenen fiilin şeref ve hasiyet değerini ihlal etmesine bağlı olup, söz konusu değerleri ihlal edebilen fiiller, genel ahlaka aykırı suçlar ile beden bütünlüğüne karşı işlenen fiillerdir. Bunların dışında kalan, şeref ve haysiyete dokunmayan fiillerden dolayı manevi tazminat talepleri için, Borçlar Kanunun 49. maddesinde belirtilen genel hüküm çerçevesinde hukuk mahkemelerinde dava açılması gerekmektedir. Böylelikle mahkemece sövme suçundan beraat kararı verilmesi karşısında, şeref ve hasiyeti çiğnediği kabul edilmeyecek olan ızrar suçundan manevi tazminata hükmedilemeyeceği gözetilmeksizin, yazılı biçimde manevi tazminata hükmedilmesi,

Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı isteme aykırı bozulmasına, 16.04.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)