Mesajı Okuyun
Old 21-11-2018, 21:53   #3
Av. Suat

 
Varsayılan

Tapusuz taşınmazlar menkul mal gibidir.
Mülkiyet zilyetlikle el değiştirir..
Taksim olmadığı taktirde bir mirasçının zilyedliği diğer mirasçılar adına sürdürülmüş sayılır.
Diğer mirasçılara karşı dava açılabilir kanımca..
T.C.
Y A R G I T A Y
Sekizinci Hukuk Dairesi

E. 1991/3200
K. 1991/12837
T. 30.9.1991

* MİRAS
* ZAMANAŞIMI

ÖZET : Mirasçılar arsında zamanaşımı işlemez. Murisin ölümünden sonra mülkiyet gibi zilyedlikle diğer mirasçılara intikal eder. Taksim olmadığı taktirde bir mirasçının zilyedliği diğer mirasçılar adına sürdürülmüş sayılır.
(743 s. MK. m. 517)

Osman ve müşterekleri ile Fidiş ve müşterekeleri aralarındaki mülkiyetin tesbiti ve alacak davasının reddine dair, (Samsat Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 18.12.1990 gün ve 173-1055 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi,
gereği düşünüldü:

Dava konusu taşınmazların, tarafların dip murisi Hasan'a ait olduğu bilirkişi ve tanıklar tarafından ifade edilmiştir. Her ne kadar davalılar taksim neticesinde taşınmazların dedeleri Mustafa'ya isabet ettiğini, Mustafa'nın ölümü ile de kendi yakın murisleri Mehmet'e kaldığını, Mustafa adına taşınmazların vergide kayıtlı olduğunu savunmuşlar ise de, taksim durumunu
kanıtlayamamışlardır. Bir kısım tanıklar taksim olmadığını, diğer bir kısmı taksim hakkında bilgileri olmadığını ifade etmişlerdir. Bu durumda, taşınmazların dip muris Hasan'dan kaldığını kabul etmek icabeder. Bir taşınmazın özel idarece düzenlenen vergi kayıtlı olması sonucu değiştirmez.
Vergi kaydı daha ziyade vergi mükellefini belirler. Zilyetlik veya diğer mülkiyeti kazandırıcı sebeplerle birleşmediği takdirde özellikle olayımızda taksim sonucu Mustafa'ya geçtiği belirlenmemiş olduğuna göre, bu vergi kaydı bir değer taşımaz. Esasen mirascılardan yalnız Mustafa'nın uzun süreden beri gayrimenkulü tasarruf etmiş olması neticeyi değiştirmez. Zira, mirascılar arasında zamanaşımı işlemez. Murisin ölümünden sonra mülkiyet gibi zilyetlik de diğer mirascılara intikal eder. Taksim olmadığı takdirde bir mirascının zilyetliği diğer mirascılar adına sürdürülmüş sayılır. O itibarla, olayda bağımsız zilyetlikten ve bunun mülkiyeti kazandırdığından söz edilemez.
Mevcut delil durumuna göre taşınmazların ortak miras bırakan Hasan'dan kaldığı belirlendiğine göre, davacıların miras hisseleri oranında davanın kabulü yönüne gidilmesi gerekir. Temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), ve 7700 lira peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 30.9.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.