Mesajı Okuyun
Old 22-07-2008, 19:56   #2
Gülsün A. Aygörmez

 
Varsayılan

Sayin AvTürk,


sorunuzun cevabi, TCK madde 167 I bent 2'de ve 116'da yer almaktadir.
(Esinin ailesinin evinde zorla tutuldugunu dusunmesi yani ortada bir hakli savunma halinin varolduguna inanarak hareket etmesi, eylemini hukuka uygun hale getirmeyecektir, cunku her ne kadar ortada oun acisindan bir hukuka uygunluk sebebi olsa da, bu hata halinden yararlanmasi icin, hakli savunmanin (mesru mudafaa) tüm kosullarini yerine getirmesi gerekirdi. Burda fail,
saldiriya son vermek icin en hafif araci secmek -polisi aramak- secmeliydi. O nedenle eylem, hukuka aykiri olacaktir.)

Ancak, olayda suc türüne özel, cezasizlik ya da cezalandirmayi azaltan baska haller söz konusu olabilir ki, 167'de mala zarar verme sucu acisindan bir düzenleme yer almaktadir:


"Madde 167 -
(1) Yağma ve nitelikli yağma hariç, bu bölümde yer alan suçların;

b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlâtlığın,

zararına olarak işlenmesi hâlinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.

Konut dokunulmazliginin ihlal edilmesi acisindan, magdurun sikayetci olmasi gerekmektedir. Sikayette bulunulduysa, bu suctan dolayi ceza verilmesi , cezalandirilmaya iliskin tüm kosullar olusmus ise, mümkün olabilecektir.

Madde 116 - (1) Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Konuya iliskin bir Yargitay Karari da bulabilecek olursam, size iletecegim.

Saygilarimla
Gülsün Aygörmez