Müvekkil ile eşi medeni kanun değişikliğinden önce evlenmiş olup 2017 tarihinde boşanmışlardır. Boşanmanın ardından eski eş müvekkile karşı "katılma, katkı payı ve mal rejimi tasfiye davası" konulu dava ikame etmiştir. Davanın dayanağı olarak, müvekkilin babası ve x bir şahısla yapıldığı iddia edilen ve mülkiyet devrini içeren ancak müvekkilin imzasının olmadığı 2007 tarihli bir "protokol"dür. Protokolde imzası bulunan taraflar müvekkil lehine de tanık olup bu sözleşmeyi müvekkilin imzalamadığını kendilerinin böyle bir protokol hazırladıklarını ancak müvekkilin borç altına girmek istememesi nedeni ile imzalayıp taraf olmadığını beyan edeceklerdir ayrıca protokol aslının kimde olduğu bilinmemekte olup tarafımızca bulunamamaktadır. Davaya konu evin mülkiyeti müvekkile hiç geçmemiştir tapuda mülkiyet müvekkilin babasına aittir.

Davalı aslı bulunmayan ve müvekkilin imzasını içermeyen bu protokolü dayanak yaparak dava ikame etmiştir. Bu durumda;
davacının tapu kaydı müvekkilin adına olmayan ve müvekkilin imzasını içermeyen protokolü dayanak yaparak hak iddia edemeyeceğini, böylesi bir durumun katkı payı vs. bir alacağa konu olamayacağını düşünüyorum ancak buna uygun Yargıtay kararı ve siz meslektaşlarımın yorumları cevap dilekçemin şekillenmesine katkı sunacaktır. Şimdiden yorumlarını paylaşan arkadaşlara teşekkür ederim.