|
|
|
|
|
|
İptal edilmiş bir hükme dayanılarak dava açılmasının mümkün olamayacağını düşünüyorum.Konuyu Anayasa Mahkemesi'ne götüren hakim bey ile şifahen kısa bir görüşme yapma imkanını buldum.Hakim bey,derdest davalarda-zilyetlik süresi ne zaman dolmuş olursa olsun-Anayasa Mahkemesi kararı ile ortadan kalkmış bir hükme dayanarak karar verilemeyeceği kanaatinde olduğunu belirtmiştir.Anayasaya aykırılığı saptanmış bir hükmün hukuka aykırılığı da saptanmıştır,bence bu aşamadan sonra tartışılmasına bile gerek yoktur.
|
|
 |
|
 |
|
Eski 639/2 'yi İsviçreden alıp yıllarca uyguladık; bu yetmezmiş gibi bir de 4721 sk. 713/2 ye taşıdık. Ölen insanların malları başkaları tarafından ( elin tarlası elin köy kurnazı köylüsüne, erkanı harbine )ele geçirildi; bu belki 1895 yıllarındaki dağlık ve soğuk, ekonomisi evde saat üretimine dayalı İsviçre'sine uygun gelen ve fakat bizde büyük haksızlıklar doğuran bir madde idi. Niye 4721'e taşıdık ki; çünkü o sıralar Yeni Yasanın sıradan başka yeni düzenlemelerini tartışıyorduk.( meselâ, evin reisi kimdir ! ) Öte yandan Yüksek 8. HD'nin ise bu maddeyi hiç yumuşatmadı. Tarlanın başında kafan yaralansa niza olmuyordu.( kesinleşmiş meni müdahale) OH OLSUN, İYİ Kİ ANAYASA MAHKEMESİ İPTAL ETTİ de malı olanlar, "ölürsem ne olur" düşüncesinden kurtuldu.Şimdi, biri ölürse, ister intikal yapılsın, ister yapılmasın; mirasçısı ister Hindistan'da bulunsun. Elin malında gözü olanlar, kendi avucunu baksın...