Mesajı Okuyun
Old 31-03-2020, 16:19   #6
Av.Burak Can Yaz

 
Mesaj

Meslektaşım öncelikle görüşünüzü paylaştığınız için teşekkürler.

Şöyle ki, paylaşmış olduğum ilk kararı tamamıyla yol haritası olması amacıyla paylaştım. Mahkemenin ne şekilde yol izleyeceğine ilişkin bir öngörü sunması amacıyla.

İkinci ve güncel olan karar ise aslında meslektaşımızın bahsetmiş olduğu olayla ilgilidir. Şöyle ki, karar metni incelendiği takdirde sanık "..evde Burçin Düzensever ve ...’ün de kaldığını, birçok kimsenin bu eve gelip gittiğini, onların içtiğini kendisinin sigara dahi kullanmadığını beyan etmiştir." şeklindeki ifadesi ile evde uyuşturucu madde kullanımından haberdar olduğunu zımni olarak kabul etmektedir.

Meslektaşımızın olayına dönecek olursak, olayın ifade ediliş şeklinden anladığım kadarıyla müvekkili evdeki uyuşturucu maddenin varlığından haberdardır ancak bunu mahkemede yahut ifadesinde herhangi bir şekilde ikrar etmemiştir. Kaldı ki,
Alıntı:
evin sahibi ile kira sözleşmesi yapan kaynıdır. Kaynı kendisine ait olan hapları müvekkilin kaldığı eve yani bu eve bırakıp bunları daha sonra alacağım
şeklindeki ifadeden anlaşılan da hapların sahibinin müvekkilin kaynı olduğu, atılı suçu bu kişinin işlediği, müvekkilin suçla herhangi bir ilgisinin yahut suçtan herhangi bir menfaatinin olmadığıdır. Tabiri caizse müvekkilinin tek suçu uyuşturucu maddenin bulunduğu evde içinde bulunduğu zor şartlar sebebiyle geçici olarak ikamet ediyor olmasıdır.

Meslektaşımızın burada mahkemeyi ikna etmesi gereken husus şudur: Müvekkilinin kaynı tarafından kiralanmış bir ev bulunmaktadır. Müvekkilinin kaynı, müvekkkilin içinde bulunduğu zor durum sebebiyle bu evde geçiçi olarak kalmasına rıza göstermiştir. Yani müvekkili bu evde misafir olup, evdeki eşyalarla bir ilgisi bulunmamaktadır. Uyuşturucu madde satın alan kişiler ile müvekkili arasında doğrudan bir irtibat gerçekleştiğini sanmıyorum. Bu durumda kaynına ait eve yine kaynı tarafından yerleştirilmiş uyuşturucu maddenin varlığından haberdar olması, müvekkilin üzerine atılı suçu işlediğine hükmetmek için yeterli değildir, olmamalıdır.

Yine müvekkilin kaynına ait evden uyuşturucuların alındığına ilişkin şüpheli beyanları da müvekkil aleyhinde kullanılamaz. Zira yukarıda belirttiğim üzere evin sahibi kaynı, uyuşturucu maddenin sahibi kaynı, müvekkilin sırf geçici bir süre ile orada ikamet etmesi hakkında bu suçtan mahkumiyet kurulmasına yeterli gelmez. Eğer ki aynı şüpheli beyanları uyuşturucu maddenin bu evden ve müvekkilden alındığına yönelikse işte ancak bu durumda müvekkil hakkında atılı suçtan cezaya hükmedilebilir kanaatindeyim.

Yargıtay kararına dönecek olursak, mahkeme bu durumda kararın a bendinin fiili olaya uyarlanması sonucunda meslektaşımızın müvekkilinin kaynının ve dosyadaki diğer şüphelilerin yukarıda izah etmiş olduğum konuda ifadelerine başvurarak uyuşturucu madde ticaretine müvekkilin karışıp karışmadığını sorgulaması; c bendinde yer aldığı üzere evde yapılan arama sonucu bulunan uyuşturucu madde ambalajları üzerinde müvekkile ait parmak izi bulunup bulunmadığını araştırması ve bunların sonucuna göre hüküm kurması gerekmektedir.

Bunları tamamıyla meslektaşımızın kısa bilgilendirmesinden yapmış olduğum çıkarımlar çerçevesinde söylüyorum. Dosyada aksi yönde delillerin mevcut olması durumunda elbette çok farklı yorumlar yapılabilir.

Umarım söz konusu kararları paylaşmaktaki amacımı açıklayabilmişimdir. Yine de hatamız varsa affola İyi çalışmalar diliyorum.