Mesajı Okuyun
Old 21-10-2006, 18:21   #7
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Konuyla İlgili Karar (3)

T.C.
DANIŞTAY
4. DAİRE
E. 1999/2991
K. 2000/3877
T. 28.9.2000
• ORTAKLIKTAN AYRILAN LİMİTED ŞİRKET ORTAĞI ( Şirketin Vergi Borçlarından Sorumluluğu - Haczin Kaldırılması Talebinde Bulunmamış Olması - Ödediği Vergi Borçlarını Borçlar Kanunu Hükümlerine Göre Rücu Edebileceği )
• VERGİ BORÇLARINDAN SORUMLULUK ( Limited Şirket Ortaklığından Ayrılan Ortağın Sorumluluğu - Hissesini Devreden Ortaktan Takip Yapılamaması - Yapılan Takibe İtiraz )
• LİMİTED ŞİRKETİ ORTAKLIĞINDAN AYRILAN ORTAK ( Vergi Borçlarından Esasen Yeni Ortakların Sorumlu Olduğu - Taşınmazına Konulan Hacze İtiraz Etmemiş Olması - Şirket Adına Ödenen Vergi Borçlarını Ancak Borçlar Kanunu Hükümlerine Göre Rücu Edebileceği )
6183/m.35
2577/m.49
ÖZET : Paydaşı olduğu limited şirketin vergi borçları nedeniyle taşınmazı haczedilen ortağın, borçların ödendiği ve haczin kaldırılması için ödediği meblağın iadesi talebiyle açtığı davanın Borçlar Kanunu hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir.

İstemin Özeti : Ortağı olduğu limited şirketin 1997 yılına ilişkin vergi borçlarının vadesinde ödenmediği belirtilerek davacının gayrımenkulleri üzerine uygulanan haczin kaldırılması için ihtirazî kayıtla yatırılan paraların iadesi istemiyle dava açılmıştır. ( ... )Vergi Mahkemesi, 8.4.1999 günlü ve E:1998/800, K:1999/274 sayılı kararıyla; limited şirketin 1997 yılına ilişkin ödenmeyen amme borçlarından dolayı borcun 1/2 sinin ortak sıfatıyla davacıdan tahsil edildiği, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un olay tarihinde yürürlükte bulunan 35.maddesinde, limited şirket ortaklarının ödenmeyen ve tahsil imkânı bulunmayan amme borçlarından dolayı ortakların vaz ettikleri veya vaz'ını taahhüt eyledikleri sermaye miktarında doğrudan doğruya mesul ve bu kanun hükümleri gereğince takibata tâbi tutulacaklarının belirtildiği, bu maddeye göre ortağın takibi için vergi borcunun şirketten tahsil imkânı bulunmadığının tesbiti anında ortak sıfatının taşınması gerektiği, olayda 13.8.1997 tarihinde şirketteki payını devredip, bu hususu ticaret siciline 5.12.1997 tarihinde tescil ettiren davacının, 1998 yılının 11 inci ayında şirketten tahsil imkânı bulunmadığı anlaşılan borç nedeniyle takibinin mümkün olmadığı gerekçesiyle ödenen paraların davacıya red ve iadesine karar vermiştir. Davalı İdare, yapılan işlemin yasal olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:

Uyuşmazlık, ortağı olduğu limited şirketin 1997 yılına ilişkin vergi borçlarının vadesinde ödenmemesi üzerine davacının gayrımenkulüne uygulanan haczin kaldırılması için ödenen paraların iadesi istemiyle açılan davayı kabul ederek bu meblağın ret ve iadesine ait vergi mahkemesi kararının bozulmasına ilişkindir.

Olayda, vergi borçlusu şirketin ortaklığından 1997 yılında ayrılan davacının gayrımenkulüne şirket borçlarının tahsili amacıyla haciz uygulandığı, haczin kaldırılması için şirketçe ödenmeyen borçların davacı tarafından ihtirazî kayıtla ödendiği ve ödenen bu paraların iadesi istemiyle dava açıldığı, ancak bu davada haczin iptali yolunda bir istemde bulunulmadığı anlaşılmaktadır. Davacının, hakkında uygulanan haczin iptalini istemeden, haczin kaldırılması için rızası ile ödediği meblağın kendisine iadesi gerektiği yolundaki isteminin ancak şirketle kendisi arasında Borçlar Kanunu hükümlerine göre açılacak bir rücu davasına konu edilmesi mümkün olabilir. Kesinleşen kamu alacağının tahsili amacıyla ve konulan bir haczin kaldırılması için yapılan ödeme nedeniyle şart konması söz konusu olamayacağından, ödenen paraların iadesi istemi ile İdarî yargıda açılan davanın reddi gerekirken bu meblağın ret ve iadesine karar veren Mahkeme kararında isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, ( ... )Vergi Mahkemesinin 8.4.1999 günlü ve E:1998/800, K:1999/274 sayılı kararının 2577 sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanunu'nun 49/1-b maddesi uyarınca bozulmasına, 28.9.2000 gününde oy birliğiyle karar verildi.