Mesajı Okuyun
Old 19-06-2006, 09:30   #21
Admin

 
Varsayılan

Sayın av.yıldıray,
Alıntı:
Yazan av.yıldıray
Bu eyleme karşı olan arkadaşlardan ve sizden hala somut bir öneri gelmiş değil. Aktif eylem tanımı vermişsiniz. Lütfen açıklarmısınız. Aktif eylem derken neyi kastediyorsunuz.
Bir şeye karşı çıkan arkadaşların çözüm önerilerini de sunmaları gerekir ki aksi halde sadece kuru bir muhalefet anlayışı ile zaman kaybetmiş oluruz.
Bu arada, bende eylemi çok içime sindiremediğim için başka nasıl bir tavır ortaya konulabilir diye düşündüm ve aslında pek de bir çıkar yol bulamadım. Zira gösteri yada yürüyüşlere sayın meslektaşlarımız rağmet etmiyorlar, malesef.Bu halde de cılız ve kamuoyuna duyurulamayan faydasız bir toplantı oluyor.Bence avukatlar yürüdümü Türkiye'de yeryerinden oynamalı. Öyle her ıvır zıvıra(bu olay için konuşmuyorum)yürürsek anlamsızlaşıyor ve etkisizleşiyor.
Sözlerinize katılmak mümkün değil. Somut öneri bulmak bizim işimiz değil, baro yönetimin kurulunun görevi. Aynen bir yürüyüş düzenlediklerinde, katılımı sağlamanın onların görevi olduğu gibi.

Ayrıca somut öneri bulamazsanız başkalarına zarar veren ve bana göre Avukatlık Kanununun da özüne aykırı bir eylem metodunu desteklemek zorunda olduğumuz görüşününe de hiç katılmıyorum.

Ancak ısrarcı olduğunuz için kendi adıma görüşümü paylaşayım: Ben yukarıda arz ettiğim gibi HANGİ MESLEK olursa olsun, VATANDAŞA VERİLEN HİZMETİ KESEREK yapılan protesto eylemlerime karşı olduğumu belirttim. Bu görüşüm ne burada tartıştığımız protestoya özgü, ne de avukatlara. Ben işini yapmayarak başkasına zarar veren her türlü protesto metoduna karşıyım. Eskiden beri düşüncem şudur ki, protesto eden protestosunu kimseye zarar vermeden yapmalıdır. İlle bir zarar söz konusu olacaksa, zararı da başkası değil, kendisi siğneye çekmelidir. Madem amaç bu protesto ile ses duyurmak, protesto eden ses duyurma adına bir miktar zarara da katlanmalı.

Örneğin gişe memurları, ses duyurmak istiyorlarsa iş yavaşlatarak köprü geçişlerini felç etmek yerine, mesela iş hızlandırarak veya 24 saat dinlenmeden aralıksız çalışarak vs. protesto etmeli. Eminim o da aynı oranda ses duyurur ve "ah almak" yerine, çok daha da destek alır.

Gelelim avukatların "yaratıcı" protesto yöntemlerine:
1- İcraya yatan vekalet ücretlerini hiçbir avukat 3 ay boyunca çekmesin.
2- İcraya yatan vekalet ücretlerini 1 ay boyunca avukatlar bir fona bağışlasın, bu fon saldırıdan zarar gören meslektaşlarımıza yardımcı olsun.
3- Avukatlar 1 gün boyunca bürolarına gelen herkese ücretsiz danışmanlık yapsın. (Dünya tiyatrolar gününün, avukatlar için olan versiyonu gibi)
4- Avukatlar ücretli yaptıkları CMUK sanık müdafaa hizmetini, bir süreliğine ücretsiz olarak müştekiler için yapsın.
5- CMUK gereği baro sanıklara ücretsiz bir avukat atıyorsa, aynı Baro müştekilere ücret almadan 2 vekil atasın.
6- Hergün 10 Avukat Danıştay önünde cüppeli nöbet beklesin.
7- 10.000 avukat toplayamıyorsanız, 400 avukat toplayın, Danıştay binasını çepeçevre elele tutuşarak sarmalasınlar.
8- Barolar vekalet pullarından sağladıkları gelirin bir kısmını saldırıda zarar gören meslektaşlarımızın ailesine bağışların.
vs.

Tekrar belirtmeliyim, bu metotları bulmak benim işim değil! Baro yönetim kurulları bunun için var. Ben birkaç dakika düşünerek bu tip önerilen getiriyorsam, eminim onlar daha "duruşmalara girmemekten" daha iyi yöntemler bulabilir.

Tabii şunu da söylemek lazım: Cuma günü bu protesto yapıldı, peki ses ne kadar duyuldu? Hangi basın organında bu konu gündeme geldi? Ne kadar amaca ulaşıldı? Acaba avukatlar müvekkillerine değil, de ucu biraz kendilerine dokunacak yukarıdaki gibi eylemleri yapsalardı kamuoyunda ne kadar ses çıkardı? Ama bunlar zor tabii, işten imtina ederek başkasına zarar vermek kolay, ucu kendisine dokununca kim neyi ne kadar protesto ederr, o işte şüpheli!