Mesajı Okuyun
Old 11-12-2006, 20:32   #58
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Cevap Veriyorum

Sayın Katılımcılar,

Soru tarzından bir hınzırlık olduğunu zaten sezmiştiniz. Evet vatandaş tutuklanmış, borçlu tutuklanmamıştır. Gerekçeye en yakın cevabı Sayın av.Özgür Çetin vermiştir.
Alıntı:
Av.Özgür Çetin
Üstad sanırım vatandaş tutuklanmış borçlu serbest bırakılmıştır çünkü burası Türkiye ve umut vermeyen Türk Yargısından beklenen durum bu dolayısıyla benimde tahminim de bu yönde...Jandarmanın ricası hiç bir kurumca heleki küçük yerlerde kırılmaz bu ülkede... Görevli bir avukata saldırmanın cezası ise sadece hukuk devletlerinde verilir...[



Evet vatandaşı tutuklayan hakimin duruşma haricinde söylediği gerekçe buna çok benzemektedir. "Jandarma çok işimizi görmektedir. Onların hatırını kırmak olmaz" mealinde bir gerekçe...Sayın zeynel yine kızacak ama maalesef sonradan sanık müdafiine söylenen budur. Sanık müdafii Sayın zeynel'in belirttiği gibi "kamplaşmayı" körüklemek isteyen birisi mi? Bence hayır...Çünkü savcı ve hakimlerin ne zor altında çalıştıklarını en iyi bilecek durumda olan birisidir. Çünkü eşi de aynı adliyede savcıdır. Subjektif yaklaştığını düşünmemekteyim.

Olaya ilişkin ayrıntı...Soruyu sorduktan sonra oluşan tepkilerden hemen sonra avukat arkadaşı telefonla arayıp sordum. Vatandaş kontrolü farketmemiş; daha sonra durdurulanca, jandarma ile aralarında tartışma yaşanmış. Klasik vatandaş tepkisi olarak "seni buradan sürdürürüm" denilmiştir. Yani Devletin güvenlik güçlerini aşağılama ya da saldırı yoktur. Direnme dahi yoktur. Jandarma bu "sürdürürüm" lafı nedeniyle tutanak tutmuş...Zaten jandarmanın kişisel şikayetinden vazgeçmesi ile tutukluluk kaldırılmıştır.

Borçlunun avukatı yaralaması olayını da tekrar sordum. Borçlu hiç bir şey yapmayan avukatı neden vursun? Olaya duygusal mı bakıyorsunuz da böyle yorumluyorsunuz diye sordum. İki avukata sordum bunu. İkisi de hayır dedi. Haciz mahalline giden icra memuruyla konuşmuşlar; gerçekten borçlu ile alacaklı vekili arasında hiç tartışma yaşanmamış...Şimdi ildeki icra memurları da hacze gitmiyorlarmış. "Avukata bıçak çekildi, borçlu tutuklanmadı.Bize bir şey yapılsa hiç bir şey olmayacak demek ki" diyerek.

Benim şahsi düşüncem de haciz mahallinde avukata yapılan bu saldırıyla; keşif mahalline giden hakime/savcıya yapılan arasında fark olmamasıdır. Bence tutuklama kararı verilmelidir. Aksi takdirde iki meslek de yapılamaz hale gelecektir. Borçlu tutuklanmamalıdır diye yanıt yazanlar, hakime/savcıya yapılan aynı saldırıda hakime/savcıya saldıran da tutuklanmamalı diyebilir mi?

Alıntı:
zeynel

Bende A şıkkını tereddütsüz işaretledim. Çünkü sitenin genel görüntüsü itibariyle tam da "vurun abalıya" dedirtecek bir örnek, A şıkkı dışında bir ihtimal olsa eminim bu sitede verilmezdi. Biz kamplaşma mantığından kurtulmadıkça, kendimizi avukat olarak bir tarafa, hakim savcıyı karşı tarafa aldıkça, hukuki yollara müracaat ve iletişimi denemedikçe daha çok sorun yaşarız. Kurum olarak tüm sujeleriyle yargıya karşı daha hassas davranmadıkça bizi üzen olaylar hep olacaktır. Hak huk, gak guk mantığıyla, ya da burası türkiye, kararı verenin kürsüyü terki gibi basit mantıkla gideceğimiz yer ileri değil, kamplaşmaların sertleşerek daha geri gidiş olacaktır. Yargı kimsenin malı, kimsenin tekelinde değildir. Hakim, savcı, avukat ya da diğer unsurlar yargıyı kendi mallarıymış ya da kendilerine karşıymış gibi görüp, hor kullanamaz, kullanmamalıdır. Adaleti sağlamaya çalışan yargı hepimize lazım ve zorunludur. Yargı mensuplarının hata yapması doğaldır. İnsan olmanın doğal sonucudur, yoksa hatasız karar verecek olunsaydı bir yerde avukata da ihtiyaç duyulmayacaktı. Art niyetli olunmadıktan sonra bazı hataları hoşgörmekten başka çaremizde yoktur. Örneğe verilen yanıtları okuyunca içim acıdı, bu acıyla yazdığım yazı umarım kimseyi incitmez, çalışmalarınızda başarılar diler, saygılar sunarım.



Sayın zeynel,

THS'de "vurun abalıya" politikası izlenmemektedir. A şıkkı dışında bir ihtimal olsaydı(olması gereken olacağı için) tabii ki haber olarak verilmezdi. Ben olayı yazdıktan sonra kaç tane meslektaşım aynı sorunla karşı karşıya gelmiş, okuduk...Benim hakim/savcı ve avukat kampaşması yaratmayacağımı/körüklemeyeceğimi en azından sizin bilmeniz gerekmektedir. İki defa aynı konuları konuştuk. Körüklemeye çalışanları engelleyelim, ama bu sizin yaptığınız gibi sorunu görmezden gelerek yapılamaz.Hakim/Savcılar sorunlarını anlatacak ama biz de sorunlarımızı anlatacağız.

Somut olayda, hiç bir duygusallık yok. Olay aynıyle vaki. Bir değil bir kaç kişiye teyid ettirilmiştir. Olayda yer alan avukatın eşi aynı adliyede savcıdır. Hakim, hakem değildir. Herkes hata yapabilir diyorsunuz. Buradaki hata kanunu bilmemekten kaynaklanmamaktadır. Bir anlayış sorunu tartışılmaktadır. Hakimin bir jandarmaya bakışı ile avukata bakışını tartışıyoruz. Hakem maçta yapılan faulu görmezse "Yapacak bir şey yok görmedi" diyebiliriz. "Her hakem hata yapabilir" diyebiliriz.Hakim de kanunu yanlış yorumlarsa böyle diyebiliriz. Ancak aynı hakem tüm maçta 90 dakika x takımı lehinde karar verirse, kötüniyet aranmasa da en azından eleştirilir.

Saygılarımla