Mesajı Okuyun
Old 02-05-2008, 23:53   #2
BaharB

 
Varsayılan

Adalet Bakanına soruşturma izni verilmesi konusundaki endişelerinizi genel anlamda yersiz buluyorum. Tabiki eleştirilebilir ve daha iyi bir yöntem önerilebilir. Ancak eski Ceza Kanunu döneminde de bu suçlarda soruşturma izni Adalet Bakanında idi.

Benim asıl dikkatimi çeken 301'in durup dururken ünlü olduğu yönündeki düşünceniz. 301'inci maddenin durup duruken gündeme gelmediğini, Avrupa Birliği'ne katılım sürecinin, PKK terörünün, uluslararası alanda yıllardır izlenen kalıplaşmış stratejilerin getirdiği yük ve açmazların, küreselleşme ve iletişim teknolojilerindeki gelişmelerin sonucu toplumun demokrasi, insan hakları, özgürlükler gibi konularda büyük bir değişim içinde olduğunu, toplumsal tabuların yıkılmaya başladığını, insanların sorgulamaya daha eğilimli olduklarını ve bu nedenle 301 ve benzeri tartışmaların gündeme geldiğini, bunun da kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum.

Yakın zamanlarda "yargı bağımsızlığının olmadığını" söyleyen Savcı yargı organlarını aşağıladığı için cezalandırılıp görevinden ihraç edilirken, vicdanı ile cüzdanı arasında sıkıştığını söyleyenler, Ankarada büyük salonlarda alkışlanıyorlardı. Aceba hangisi daha aşağılayıcıydı?

TESEV'in araştırmasını hepimiz biliyoruz. Adaleti, hakkı, hukuku, güçlü devlet karşısında zayıf vatandaşı koruması gerekenler, devleti korumakla kendilerini sorumlu tutuyorlar. Bir Vali "hiç kimse devletten hesap soramaz" diye vatandaşı azarlıyor.

Ve bu noktada da eski alışkanlıklar ve uygulayıcıları topluma dar geliyor ve gündeme oturuyorlar.