Sayın meslektaşlar,
Arsa sahibi ile müteahhit 2013 yılında noterde "gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi" yapmıştır. İş bu sözleşmede müteahhit tarafından inşaat tamamlandıktan sonra sözleşmeyle belirlenmiş bulunan bağımsız bölümün arsa sahibine bırakılacağı kararlaştırılmıştır.Ancak inşaat henüz başlamadan arsa sahibi gayrimenkulün tapu devrini müteahhit lehine gerçekleştirmiştir.
2014 yılının sonunda inşaat tamamlanmış ve müteahhit, arsa sahibiyle yapmış oldukları KKİS'den haberdar olmayan 3. Kişiye arsa sahibine bırakmayı taahhüt ettiği bağımsız bölümü satmış ve tapuda devrini gerçekleştirmiştir. Tapuda 3.Kişi adına kayıtlı bulunan bağımsız bölüm müteahhit tarafından 2015 yılının ortasında fiili olarak arsa sahibine bırakılmıştır ve bugüne kadar da (2 yıl 10 ay) arsa sahibi tarafından kullanılmıştır. Hatta arsa sahibi fiili olarak kendisine teslim edilmis bulunan bağımsız bölümü kiraya vermis ve kira geliri elde etmektedir.
Tapuda malik olarak gözüken 3.
Kişi bir müddet sonra ilgili bağımsız bölümü kardeşi müvekkile satmıştır. (Müvekkil ve abisi yurt dışında yaşamaktadır dolayısıyla evin fiili olarak başkası tarafından kullanıldığından bugüne kadar haberdar olmamışlardır.)
KKİS tarafı arsa sahibi bu zamana kadar (yaklaşık 3 yıl) ilgili bağımsız bölümün bir başkasına devredildiğinden haberdar olmadığını iddia ederek (ki hayatın olağan akışına aykırıdır) ve müteahhidin kendisine karşı olan yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesi ile 3. Kişiye ve müvekkile yapılan satışın illet ve sebepten yoksun hale geldiği açıklamasıyla tapu iptali ve tescil davası açmıştır.
3. Kişinin (bağımsız bölümü müteahhitten satın alan) ve müvekkilin mülkiyet hakkı MK 1023 gereğince korunur mu? Yargıtayın buna ilişkin kararı mevcut mudur? Aksi durumda sebepsiz zenginleşme davası mı gündeme gelir?
Müvekkilin izleyebileceği en makul yol ne olabilir
Değerli görüşleriniz için şimdiden teşekkürler