Mesajı Okuyun
Old 26-06-2009, 23:31   #11
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın miss lawyer,

Yargıtay 21 Hukuk Dairesi, 12.09.2005 T., 2005/2986 E., 2005/7642 K.: "Davacı, doğuştan sahip olduğu göz hastalığının ( oküler albinizm ve nistağmus ) mesleği ve işyeri koşulları ile ilgili olarak artığını, ve işe girdikten sonra gelişen Bonderline kişilik bozukluğu rahatsızlığı sebebiyle malul olduğunu bildirerek maluliyet oranının belirlenmesini ve malullük aylığına hak kazandığının tesbitini istemiştir.

Mahkemece, Hacettepe Üniversitesi Akademik Konseyinden alınan 20.09.2004 tarihli tıbbi rapor esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir.
Yapılan incelemede davacının ilk defa 01.05..1987 tarihinde çalışmaya başladığı ve işe girerken sağlık raporunun alınmadığı işe girmeden önce K.K.K. Askeri Hastahanesi Sağlık Kurulunca tanzim edilen 08.05.1986 tarihli raporda davacıda mevcut albinismus hastalığı sebebiyle görmenin 0.1 seviyesinde olduğu ve askerliğe elverişli olmadığı, S.S.K. Gaziantep Bölge Hastahanesi Sağlık Kurulunun 20.03.2001 tarihli raporunda albinizm ve bonderline kişilik bozukluğu bulunduğu, S.S.K. Yüksek Sağlık Kurulu'nun 24.01.2003 tarihli kararında davacının mevcut belgelere göre sigortalı maluliyetini gerektiren hastalık ve arızası ile işe girmiş olduğundan 506 sayılı Yasa'nın 53. maddesinin sondan bir evvelki fikrası gereğince maluliyet sigortası yardımlarından faydalanamayacağına ilişkin Genel Müdürlük kararınını uygun olduğu, Adli Tıp Kurumu'nun 26.05.2004 tarihli raporunda her iki gözde bünyesel hastalığa bağlı uzuv tatili olduğu maluliyetini etkileyecek mahiyet ve derece de psikopatoloİik arıza tesbit edilemediği 85/9529 sayılı Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzügünün 10/B-17 maddesi gereğince kişinin beden çalışma gücünün en az 2/3'nü kaybetmiş olduğu H.Ü. Tıp Fakültesi Konseyinden alınan 20.09.2004 tarihli raporda da davacıda mevcut göz hastalığının doğuştan olup ilerlemesinin mesleği ve işyeri koşulları ile ilgili olmadığı, iş-güç görmesini engelleyecek ve maluliyete sebep olacak bir ruhsal rahatsızlığının bulunmadığının bildirildiği anlaşılmıştır. Tıbbi raporların birbiriyle çeliştiği görülmektedir.
Bilindiği gibi 506 sayılı Yasanın 53. maddesinde maluliyet durumunun belirlenmesi ile ilgili ana düzenleme yapılmış, 109. maddesinde ise maluliyetin tesbitinde uygulanacak prosedürden söz edilmiştir. Öte yandan Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü ile de maluliyet tespitinde esas alınacak ölçütler ayrıntılı biçimde belirlenmiştir. Anılan yasanın 109. maddesine göre kurum hastahanelerinden alınacak raporlar ile ilgilinin maluliyeti genel olarak belirlendikten sonra bu raporlara itiraz olunması halinde S.S.K. Yüksek Sağlık Kurulundan, buna da itiraz olunması halinde Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Dairesinden giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan alınacak raporlarla sonuca varılması gerekmektedir.
Yapılacak iş, davacının çalışma süresi boyunca çalıştığı işyerleri tesbit edilerek işyeri şahsi dosyaları celbedilip Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan alınacak raporla sigortalıda önceden mevcut olan oküler albinizm ve nistağmus hastalığı nedeniyle beden ve çalışma gücünü 2/3 oranında kaybedip kaybetmediği, bu hastalığın işe girmezden önce beden ve çalışma gücünün en az 2/3'nü kaybedecek ağırlıkta olup olmadığını, işe girdikten sonra mesleği ve işyeri koşulları ile ilgili olarak ilerleyip ilerlemediğini tesbit etmektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 12.09.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi."
Saygılarımla...