Mesajı Okuyun
Old 08-10-2008, 18:41   #3
Av.Mehmet_Ali

 
Varsayılan

<H4>YARGITAY

6. HUKUK DAİRESİ

E. 1995/10426

K. 1995/10550

T. 3.11.1995

• TAHLİYE DAVASI ( İhtiyaç ve Temerrüt Nedeniyle )

• İHTİYAÇ VE TEMERRÜT NEDENİYLE TAHLİYE DAVASI ( Kira Parasının Ödenmemesi )

• TEMERRÜT NEDENİYLE TAHLİYE DAVASI AÇABİLME ( Şartları )

• İHTİYAÇ NEDENİYLE TAHLİYE DAVASI AÇABİLME ( Şartları )

• DAVA AÇMA HAKKI ( Kiralayan veya Kiralayan Durumunda Olmayan Malikin, Kiracıya Malik Olduğunu ve Kira Parasının Kendisine Ödenmesi Gerektiğini Bildiren Kişi )

• TEMERRÜDÜN GERÇEKLEŞMESİ ( Kiracıya Belli Bir Süre İçinde Ödemede Bulunması İçin İhtar Çekilmesi )

• KİRA PARASI ( Kiralayanın Bulunduğu Yerde Ödenmesi Gereken Borç )

• KONUTTA KİRA PARASININ ÖDENMESİ ( Masrafın Kiracıya Ait Olması )

• KİRACIYA MALİK OLDUĞUNU VE KİRA PARASININ KENDİSİNE ÖDENMESİNİ BİLDİREN KİŞİ ( Temerrüt Nedeniyle Tahliye Davası Açabilmesi )

818/m.260

ÖZET : Borçlar Kanununun 260. maddesi uyarınca temerrüt sebebine dayalı tahliye davasının, kiralayan tarafından açılması gerekir. Kiralayan durumunda olmayan malik veya yeni iktisap eden kimsenin, önceden kiracıya ihbar göndererek malik olduğunu ve kira bedellerinin bundan sonra kendisine ödenmesini ihbar etmesi ve bu ihtarın sonuçsuz kalması halinde dava açması gerekir.
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye ve alacak davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, ihtiyaç ve temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi ve ödenmeyen kira alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece; istem gibi karar verilmiş ve hüküm davalı tarafından temyiz olunmuştur.
1- Dosya kapsamına, hükmün dayandığı gerekçelere, aylık kira miktarına karşı çıkılmadığının ve eksik ödeme halinin ikrar olunduğunun anlaşılmasına göre, davalının alacak kararına yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
2- BK.nun 260. maddesi uyarınca temerrüt sebebine dayalı tahliye davasını kiralayanın açması gerekir. Kiralayan durumunda olmayan malik veya kiralananı sonradan iktisap eden kimsenin, önceden kiracıya ihbar göndererek malik olduğunu, kira bedellerinin bundan sonra kendisine ödenmesini istemesi, bu sonuçsuz kalırsa şartlara haiz-temerrüt ihtarı tebliğ ettirmesi, ondan sonra dava açması gerekir. Dava hakkına ilişkin bu hususun mahkemece kendiliğinden gözetilmesi icabeder. Kiracıya tebliğ edilen; ihtarın yasal şartları taşıması, istenen kira parasının muaccel olması ve bu kira bedelinin en az verilen otuz günlük süre içinde ödenmemiş olması gerekir. Kira parası, götürülüp kiralayanın ayağında ödenmesi gereken borçlardan olduğundan, ona götürülerek elden verilmesi veya masrafı kiracıya ait olmak şartıyla konutta ödemeli olarak gönderilmesi gerekir. Buna uygun olmayan ödemeler yasal değildir. Ancak buna aykırı bir ödeme teamülü taraflar arasında yerleşmişse ona uygun ödeme de geçerli sayılır. Kiracı veya kiralayanın temerrüdü bu esaslara göre çözümlenir.
Olayımızda davacı; davalının 1995 Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında aylık kira bedellerini eksik ödediğini, bu yeri kızkardeşine tahsis edeceğini iddia ederek, kiralananın tahliyesini istemiştir. Dilekçedeki bu iddialara göre kiralananın tahliyesinin temerrüt ve ihtiyaç sebeplerine dayandığının kabulü gerekir. Ancak davacı, gerek dilekçesinde, gerekse duruşmadaki açıklamalarında ödenmeyen kira paraları için davalıya süre tanıyarak ihtarda bulunduğunu veya icraya başvurarak ihtarlı ödeme emri tebliğ ettirdiğini iddia etmediğinden yukarıda da açıklandığı gibi temerrüt olgusunun gerçekleştiğini kabul etmek mümkün değildir.
Dava dilekçesindeki açıklamalardan, kiralananın tahliyesinin kızkardeşinin ihtiyacı sebebiyle istendiğinin kabul edilmesi halinde, bu davanın da kabul edilmesi mümkün değildir. Zira 6570 sayılı Yasa, ancak bir kişinin kendisi, eşi veya çocuklarının ihtiyaçları için tahliye istenebileceğini düzenlemiştir. Kardeşin ihtiyacı için tahliye istenemez.
Yukarıda açıklanan nedenlerle tahliye davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle tahliye kararı verilmesi hatalı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1. bentte yazılı nedenle alacağın tahsili kararının ( ONANMASINA ), 2. bentte yazılı sebeplerle tahliyeye ilişkin kısmının ( BOZULMASINA ) ve onanan kısım için istek halinde temyiz giderinin temyiz edene iadesine, 30.10.1995 tarihinde oybirliğiyle karar verildi
</H4>