Mesajı Okuyun
Old 17-08-2004, 15:37   #2
OKoseoglu

 
Varsayılan

1- Sorduğunuz sorunuzla ilgili CMUK 254. maddesine 3842 Sayılı Kanunun 24. maddesi ile şöyle bir ek getirilmiştir: "Soruşturma ve kovuşturma organlarının hukuka aykırı şekilde elde ettikleri
deliller hükme esas alınamaz." Prof. Dr. Bahri Öztürk, Uygulamalı Ceza Muhakemesi isimli eserinde bu hükme çok geniş yer ayırmakta olup değişikliğin lafzı sebebiyle delil toplama veya sorgu sürecinde yapılacak en ufak bir hukuka aykırılığın dahi söz konusu delil veya ifadeyi geçersiz kılacağı görüşündedir. Yargıtay'ın ise bu hükmü çok ciddiye aldığına şimdiye kadar rastlamadım. Bunun en büyük nedeni de bizzat 254 maddenin kendisi yani bizim ceza muhakemesi sistemimizdeki delillerin değerlendirilme esası : Mahkeme irat ve ikame edilen delilleri duruşmadan ve tahkikattan edineceği kanaate göre takdir eder.
Bu yazdıklarımdan Yargıtay'ın değişikliğe kararlarında hiç yer vermediği sonucu çıkartılmasın. Örneğin geçtiğimiz dönemde kamuoyunu oldukça meşgul eden ve bazı Yargıtay üyelerinin de adının karıştığı rüşvet soruşturması sırasında telefon dinleme izin prosedürünün hukuka aykırılığından bahisle dinleme sonucu ele geçirilen bilgiler yok sayılmıştı.(!)

2- İkinci sorunuz ise inanılmayacak derecede garip. Savcı veya müdahile rağmen hakimin olmayan bir hukuk davasını bekletici mesele sayması ve tüm yargılama boyunca durumun farkına varmaması tam bir skandal olarak değerlendirilebilir bence.
Burada zamanaşımını dikkatli hesaplamanızı öneririm. Zira TCK Madde 107 - "Hukuku amme davasının ikamesi mezuniyet veya karar alınmasına yahut diğer bir mercide halli lazım gelen bir meselenin neticesine bağlı bulunduğu takdirde mezuniyet ve kararın alınmasına yahut meselenin halline kadar müruru zaman durur denilmektedir." Durmada kesilemedeki gibi bir üst sınır yoktur.
" Suç konusu yer hakkýnda mülkiyet uyuþmazlýðýný içeren ve önmesele yapýlan sonucunun beklenilmesine karar verilen asliye hukuk mahkemesindeki dava dosyasýnýn sonuçlanmasýna kadar zamanaþýmý süresi iþlemiyeceði cihetle, zamanaþýmý süresinin dolduðundan sözedilerek davanýn ortadan kaldýrýlmasýna
karar verilemez."(3.CD, E:1995/5652 K. 1995/6828 T.30.5.1995)


Sanığın bu durumdan nasıl lehe bir sonuç çıkartacağını biraz açarsanız o konuda da yardımcı olmaya çalışırım.